06 Mayıs 2024
  • İstanbul17°C
  • Ankara17°C

UFUK COŞKUN: ÇAREYİ BATI’DA ARAYAN ZİHNİYETİN İFLASI

Ufuk Coşkun: Çareyi Batı’da arayan zihniyetin iflası

04 Ekim 2018 Perşembe 10:30

1839 yılı Osmanlı modernleşme tarihinde bir dönüm noktasıdır. 1826’da Yeniçeri Ocağı kaldırılarak modern usullere uygun olarak Asakir-i Mansure-i Muhammediye’nin kurulması ve padişahın kendi iradesiyle yetkilerini kısıtlaması tarihimizde büyük bir demokratikleşme hamlesi olarak görülür. Ne var ki hayal kırıklığı ve ezikliğin tavan yaptığı bir dönemdir bu.

Bu dönemde Avrupa’dan uzmanlar getirilmesi, yurtdışına gönderilen öğrencilerin ve modern eğitim kurumlarının tesisi gibi sayabileceğimiz yeni adımlar atılmaya başlandı.

Yurt dışına öğrenci gönderme uygulamasının öncülerinden Hüsrev Paşa, 1830 yılında masraflarını kendi cebinden karşılamak suretiyle beş öğrenciyi Paris’e gönderdi. Sonra arkası kesilmedi. Londra’ya Viyana’ya, Paris’e mühendislik, inşaat ve askeri alanlarda tahsil görmesi için öğrenci gönderilmeye devam edildi.

1856’ya gelindiğinde öğrenci sayısı 56’ya yükselmişti. Islahat Fermanı’nın imzalanmasıyla yani Osmanlı tebaası gayrimüslimleri Müslümanlarla eşitleyen ve onların koşullarında düzenlemeler yapan bu fermandan sonra gayrimüslim öğrenciler de yurtdışına gönderilmeye başlandı.

Talep çoğalınca Osmanlı, bu sefer de Paris’te bir okul açma ihtiyacı hissetti. Bu fikir, Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’dan çıktı. Çünkü o, 1813 yılından beri zaten Avrupa’ya öğrenci gönderiyordu. Milano, Floransa ve Roma’ya kafileler halinde farklı alanlarda tahsil görmesi için öğrenciler gidiyordu. Öyle ki dönenlerden Osman Nureddin adlı bir öğrenci sonra Bahriye Nazırı dahi olmuştu.

Mısır’dan sürekli öğrenci transfer ediliyordu. Dönenleri de önemli vazifeler bekliyordu. Uzatmayalım, 1857 yılında Mekteb-i Osmani, Paris’te açılır. Bu okul 9 yıllık bir kira sözleşmesiyle yürürlüğe sokuldu. Okul, Sultan Abdülmecid’in izniyle 6 Kasım Cuma günü bir törenle açıldı. Okulun müdürü 1877 yılında Galatasaray Lisesi’nin de müdürü olacak kişi olan Ali Nizami Bey’di.

Devamı : https://www.milatgazetesi.com/ufuk-coskun/careyi-batida-arayan-zihniyetin-iflasi/haber-180455

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.