ÜSTAD NECİP FAZIL TYB ANKARA ŞUBESİ'NCE HAZIRLANAN ÇİLEDEKİ ADAM NECİP FAZIL KONFERANSI'NDA YAD EDİLDİ

Türkiye Yazarlar Birliği Ankara Şubesi’nce, Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in vefatının 28. yılı sebebiyle tertiplenen Çiledeki Adam Necip Fazıl Konferansı’nın konuğu şair ve yazar İhsan Kurt oldu. Selamlama konuşması için kürsüye gelen Tyb Ankara Şubesi Başkanı Talip Işık, Necip Fazıl’ın 20. asrın bedeninde, engin ruh anlayışıyla derin izler bıraktığını, usta bir mütefekkir edasıyla geleceğe ışık tuttuğunu ifade etti. Bu ışığın fert fert toplumun iç dünyasını aydınlattığını belirten Işık, Necip Fazıl’ın “ zaman bendedir ve mekan bana emanettir! “ anlayışıyla kendine olan özgüvenini ve taşıdığı misyonun büyüklüğünü vurguladığını kaydetti. Daha sonra söz alan İhsan Kurt ise “Çiledeki İnsan Necip Fazıl” adlı kitabı çerçevesinde yaptığı konuşmada, Necip Fazıl’ın yaşamış olduğu Çile ve bunun eserlerindeki yansımaları üzerinde durdu. Çilenin ikiye ayrıldığını belirten yazar, birincisinin günümüzde stres ve acıya benzer her insanın yaşayabileceği bir sıkıntı olduğunu, diğerinin ise insanın ruhu ve nefsiyle ilişkili varoluşsal bir sancı olarak tezahür ettiğini söyledi.

İhsan Kurt bir yazar olarak almış olduğu psikolojik eğitim çerçevesinde Necip Fazıl’ı daha çok psikolojik durumundan hareketle bu kitabında tanımlamaya çalıştığını ve onun nesir ve şiirlerinde görülen Ben’inin ego veya bencillik olmadığını, gerçekte “ben” derken bizi kastettiğini belirtti.

Ayrıca Necip Fazıl üzerine çok yazılıp çizildiğini ama onun daha çok hatıralar çerçevesinde işlendiğini söyleyen İhsan Kurt, onun hayatındaki 1934 ve sonrasının önemli bir dönem olduğunu ve ancak Seyit Hakim Arvasi’yle tanışmasından sonra ruhunun sancılarını dindirebildiğini ve artık toplumsal meselelerde önce çıktığını belirtti. Necip Fazıl’ın nesirlerinden ve şiirlerinden örnekler veren Kurt, onun gerçek anlamda henüz biyografisinin yazılmadığını söyledi.

Haber: Mehmet Kurtoğlu