- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
VEDAT BİLGİN: EKONOMİNİN CEVABI NE OLACAK?
Türkiye’ye yönelik ekonomik saldırılara, ekonomi yönetiminin verdiği cevabı, uygulamaya soktuğu önlemleri izliyoruz.
29 Ağustos 2018 Çarşamba 10:32
Bu konuda devletin ve başta finansal yapı olmak üzere muhtelif sektörlerin ortaya koyduğu politikalar, bu saldırıyı yöneten merkezlerin istediklerine ulaşamayacaklarını göstermiştir. Bu saldırıyı yönetenlerin, onların ekonomik tetikçileri olan, başta reyting kuruluşları olmak üzere çeşitli fonların yürüttükleri bu operasyonların devam edeceğini tahmin etmek zor değildir, çünkü ‘isteklerimizi kabul ederseniz, ekonomik yaptırımlara son veririz’ türünden açık mesaj vermektedirler.
“Esas mesele, ekonominin bu saldırılara uzun vadede vereceği cevapta düğümlenmektedir. Bu bir yönüyle büyüme stratejisinde ve bunu pratiğe aktaracak iktisat politikası araçlarında ortaya çıkacaktır. Burada birkaç husus ön plana çıkmaktadır. Bunlardan ilki, tasarrufa yatırım ilişkisini yeniden düzenlemeyi; ikincisi, yatırımları belli bir stratejiyi, ekonominin dış kaynak ihtiyacını azaltacak bir anlayışa dayanmasını gerekli kılmakta; üçüncüsü ise, mutlaka ihracat eksenli bir yatırım/büyümeyi öngören bir teşvik, ödüllendirme mekanizmasının kurulmasını gerektirmektedir.”
ÜRETİMİN GÜCÜ
Türk ekonomisinin büyüme dinamizminin nereden geldiğini anlamadan yapılacak eleştiri ve önerilerin yeni sürece katkı yapamayacağının bilinmesi gerekir. Bunun için şu tespitlerin yapılması önemlidir. Bugüne kadar sürdürülen büyüme elbette dünya ekonomisinde genişlemeci para siyasetinden istifade etmiştir; döviz bulluğunda yüksek düzeydeki yabancı sermayenin, sıcak para ve doğrudan yatırım olarak ekonomiye katkısının yanı sıra özellikle bazı sektörlerde ithalata dayalı bir büyümeyi, buradan da cari açığı artırıcı etkilere yol açtığı bilinmektedir. Bu sorunların ihracata dayalı stratejik yaklaşımla çelişen sonuçlarının, konjonktürde bilhassa Küresel Kriz sonrası ortaya çıkan döviz akışındaki daralmadan sonra görüldüğü açıktır fakat sadece bu tespitten kalkarak Türkiye’nin ekonomik büyümesini anlamak yetersiz olacaktır.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.