- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
VEDAT BİLGİN: TÜRKLER, MÜSLÜMAN TOPLUMLARIN GERİ KALMASINA MI SEBEP OLDU! (2)
‘Türklerin İslam dünyasını geri bıraktığı’ suçlamasının, Batılı sömürgeciler, oryantalistler, dün BAAS, şimdilerde Türkiye düşmanı Batılı merkezlerin güdümünde olan ‘Mandacılar’ tarafından dile getirilen bir iddia olduğunun tekrar altını çizmek gerekir.
26 Temmuz 2018 Perşembe 11:01
Bu tür iddiaları ortaya atanlara verilen bilimsel cevaplar vardır. “Bunlardan birincisi ‘Sanayi Çağının’ dışında kalanlar arasında sadece Müslümanların olmadığıdır. İkincisi ise, ‘Sanayi Çağının’ gerisinde kalan Müslüman toplumlar arasında Osmanlı coğrafyasının dışında yer almış olanların da aynı sorunu yaşamış olmasıdır. Tarihlerinde hiçbir zaman Türklerin yönetimine girmemiş, dünyanın muhtelif yerlerindeki Müslüman toplumlar da ‘Sanayi Devrimi’ sonrası aynı sorunu yaşamışlardır. Üçüncü hipotez ki, daha da önemlidir: Türklerin yönetiminde, Osmanlı İmparatorluğu içinde yer alan Müslüman halklar yüzlerce yıl bırakınız ‘geri kalmışlığı’ kendi çağdaşlarına göre ‘ileri toplumsal gelişmişlik’ seviyesine sahip bir hayat sürmüşlerdir.”
OSMANLILAR NE YAPTI?
Şüphesiz bu indi bir iddia değil, Akdeniz’i, dünya ticaret yollarını, dolayısıyla Batı da dâhil dünya ekonomisini denetim altında tutmanın İmparatorluğa sağladığı bir refah düzeyinin sonucudur. Türklerin yönetimi bir tarihi zamanda refah yaratırken başka bir zamanda geri kalmışlık yaşanıyorsa burada başka değişkenlere bakmak gerekmez mi? Esasen Osmanlı İmparatorluğunun tarihsel olarak dünyanın en uzun ömürlü geleneksel imparatorluklarının başında gelmesinin arkasında tarımsal üretimi dışında dünya ticaret sistemini yönetmesi vardır.
Bunun ekonomik olarak neleri kapsadığını hesaba katmadan ne Osmanlı deniz gücünü dolayısıyla Akdeniz hâkimiyetini ne de kara ordusunun dinamik savaşçı karakterini anlamak mümkün olabilir.
Bilindiği gibi Osmanlı İmparatorluğu’nun yükselmeye başladığı zaman İslam coğrafyası büyük bir bunalım içerisindedir, Moğol saldırılarının vurduğu darbe İslam’ın gelişme kaynakları olan şehirleri, bilim ve eğitim kurumlarını olduğu gibi düşünce hayatını da tahrip etmiştir.
TÜRKLERİN ROLÜ
İslamiyet’in yayılması ilk adımda İran ve Grek-Latin kültürüyle karşılaşınca, yeni sorulara cevap vermek durumunda kalması çok önemli bir meseledir. Bu aşamada karşılaşılan yeni sorular İslam bilim adamlarının ve felsefecilerinin yeni konular etrafında tartışmalara girmesine vesile olduğu gibi, yaratıcı, yenilikçi düşüncenin gelişmesine, yeni problematikler etrafında eşyayı ve beşeri âlemi yeniden keşfe, yeni bilgilerin öretilmesine de yol açacaktır. Bu dönem tam da bir aydınlanma çağıdır.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.