- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
09 Kasım 2025- İstanbul20°C▼
- Ankara12°C
- İzmir19°C
- Konya15°C
- Sakarya19°C
- Şanlıurfa24°C
- Trabzon18°C
- Gaziantep20°C
YAĞMUR ATSIZ'DAN: ‘SİZİN KIBLENİZ İSTANBUL!’
Eldeki veriler 2012’nin gerek bölgemiz ve gerekse Türkiye bakımından hareketli ve gerilim dolu olacağı izlenimini uyandırıyor. Bunu “kriz” kelimesiyle de ifâde etmek mümkin.

Osmanlı bu toprakları çağına göre sağlam adâlet temelleri üzerinde birarada tutdu. Zâten Osmanlı gelmeden önce de Selçuklulardan bu yana Türk yönetiminde idi. Kısa İngiliz sömürge yönetimi (1918-1946) belirsizliklerle geçdikden sonra “ihdâs edilen” Irak adlı, târihde hiçbir zaman mevcûd olmamış uydurma bir devlet kanlı Baas diktatörlerinin elinde ve ancak petrolden gelen maddî kudret sâyesinde idâme-i hayât edebildi.
Amerikalılar bu diktayı yıkıp akılları sıra “demokratik” bir yönetim kurarak çekildiler ama geride bir enkaz bırakdılar. O üç bölge hâlâ duruyor. Fakat artık birbirlerinden kurtulmak için fırsat kollayarak. Aralarında az çok düzen hüküm süren tek yer kuzeydeki Musul Bölgesi. Yakın gelecekde ayrılacağını ve çehresini Türkiye’ye yönelteceğini sanıyorum. Zîrâ tek başına ayakda kalması imkânsız gibi. Zâten Türkiye ile ekonomik bütünleşme hemen hemen tamamlanmış durumda. Ancak Kuzey Irak’ın bir şekilde Türkiye’ye iltihâkı İran dâhil geniş çevrede uyuyan bir alay yılanın kuyruğuna basmak anlamına geliyor. Ayrıca Washington’un buna destek mi köstek mi olacağı da meçhûl, çünki senelerdir aşağı yukarı herşeyi yanlış değerlendirip hatâya düşüyor. Buradaki Sünnî-Şiî ayrışmasını doğru değerlendirip değerlendirmediğini de pek bilemiyoruz.
Doğrusu bu kargaşalık Türkiye’nin hızlı kalkınma prosedürünü de sekteye uğratır endîşesindeyim.
Sûriye ise 21.000.000 nüfuslu bir ülke. Bunun %85’i Arab, %6’sı Kürd, %5’i Türk, %2’si ise Ermeni.
50 küsur senedir Sûriye’de hüküm süren Baas rejimi de gidici. Hâlâ cana kıyıp ülkeyi savaş alanına çevirmesine aldanmamalı. Oğul Esad ve avenesi öldü ama hâlâ yaşıyorum sanıyorlar. Bu ülkenin de bölünmesi mukadder gibi. Etnik farkların yanısıra dînî farklar burada da önemli rol oynuyor. Nüfûsun %74’ü Sünnî, %13’ü Alevî/Nuseyrî/İsmâilî/Şiî, %10’u Hıristiyan, %3’ü ise Dürzî.
Hazır açılmışken: Sûriye Arabları kuzeydekilere nasıl sitem eder bilir misiniz?
“Sizin Kıbleniz İstanbul!” diye.
06.01.2012 Star- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.