09 Kasım 2025
  • İstanbul21°C
  • Ankara16°C
  • İzmir20°C
  • Konya18°C
  • Sakarya21°C
  • Şanlıurfa25°C
  • Trabzon18°C
  • Gaziantep22°C

YAĞMUR ATSIZ'DAN: TÜRKİYE, ABD, İRAN, SÛRİYE II

Değerli Okuyucular, Dün benim hatâm yüzünden eski târihli bir yazım tekrâren yayınlandı. Özür dileyerek ‘doğru’ yazıyı bugün sunuyorum. Y.A.

Yağmur Atsız'dan: Türkiye, ABD, İran, Sûriye II

Masa başında cedvelle çizilen “sınırlar” (!) hem akrabâları cebren birbirinden ayırıyor ve hem de daha bile önemlisi ekonomiyi altüst ediyordu. Oysa o vakte kadar bütün bu devâsâ coğrafya tek bir ülkenin, Türkiye’nin, parçasıydı. Bir örnek vereyim, meselâ Güneydoğu Anadolu ile Kuzey Irak, Kuzey Sûriye ve Batı İran tâ Antik çağlardan beri ekonomik bir bütün oluştururlar. O sebebden 1918’e kadar Diyarbakır bu geniş bölgenin en müreffeh şehirlerinden biriydi. Bugün çok şey yine olumlu yönde değişdi ama 1920’den yakın târihlere kadar bu şehrimiz bir bakıma mahrûmiyetin sembolü hâline gelmişdi. Çünki araya çekilen sahte sınırlar yüzünden (İran da İngiliz nüfûzu altındaydı.) ekonomik hayat mahvolmuş, Türkiye dışında kalanlar da dâhil bütün bölge yoksulluğun pençesine düşmüşdü. Bu kasdî ve hâinâne düzenin 80 yıldır ayakda durabilmesi şâyân-ı hayretdir ama ne pahasına duruyor ayakda? Mütemâdiyen kan, gözyaşı ve yıkım! Arabların daha 1920 başlarında Mustafa Kemâl Paşa’dan kendilerini kurtarması ricâsında bulunduklarını ve Paşa’nın bunu askerî imkânsızlıklar yüzünden reddetdiği mâlûmdur. Üstelik 1948’de İsrâil’in de “Kutsal Topraklar”a getirilip “ekilmesi” bu berbad kurguyu katmerlendirmişdir. Sakın Yahudilere hayat hakkı tanımadığım anlamı çıkarılmasın. Fakat onlar gelince işlerin daha da sarpa saracağı apâşikâreydi, ama niyet de muhtemelen oydu. Aşağıda kan gövdeyi götürsün ki biz “yukarıdan” hakem rolü oynayalım!

İşte şimdi çatırdayan düzen bu düzendir. Washington, yakın zamâna kadar bu düzenden şikâyetçi değildi ve kendisiyle “samîmî” olduğu sürece diktatörlerle de “dostluk” etmekde bir sakınca görmüyordu. Vaktâ ki devran değişdi ve bu onmilyonlarca Arabın artık “kullukdan” sıyrılarak iyi “tüketiciler” hâline gelmesi daha yararlı görülmeğe başladı, diktatörlüklerle de yolların ayrılması gerekti.

Yakın gelecekde bu amaçla bir Sûriye savaşı yâhut en güçlü rakıyb İran’a karşı bir savaş başlatılırsa bunun bölgedeki diğer ülkelere belki de ânında sıçraması kanaatimce büyük ihtimâldir.

Bunun sonunda bölgedeki bütün Kürd (ve Türkmen!) kesimlerinin ayrılarak Türkiye’nin uhdesine devredilmesi ihtimâli de yüksekdir ki bunun netîceleri Türkiye için de mecbûren son derece kapsamlı ve derinlemesine olur ama o da bir başka yazının konusu olsun.

07.12.2011 Star

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.