- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
09 Kasım 2025- İstanbul16°C▼
- Ankara12°C
- İzmir15°C
- Konya10°C
- Sakarya14°C
- Şanlıurfa18°C
- Trabzon15°C
- Gaziantep12°C
YAĞMUR ATSIZ'DAN: TÜRKİYE DEĞİŞİRKEN KÜRDLER
Hâlen İstanbul’dayım. Evvelki gün bir şey sormak için telefonla aradığım Alman meslekdaşlardan biri benim sözümü kesercesine sordu: “Kürdler ne istiyor?” Zor bir sual. Hem sâhiden cevab arayanlar için bunaltıcı bir yanı da var.

Muhtelif okuyucularım bu konuyu değişik ülkelerin farklı biçimlerde çözümlediğini yazdılar. Meselâ Âzerbaycan’da sırf Türkiye Türkçesi ile eğitim veren okullar rağbet görmüyormuş. Âzerî Türkçesiyle eğitim verip ek kurslar olarak Türkiye Türkçesini öğreten okullar revaçdaymış. Kanada’da ise Eskimo ve Kızılderililer, isterlerse kendi lehçelerini kendi imkânlarıyla öğretiyorlarmış.
Mesele tabii sâdece bu değil. Kürd Problemi’nin çözümlenmesinden âdetâ ödü kopan gruplar da var ve bunların başında herhalde PKK ve yan kuruluşları geliyor. Günlerdir pek çok arkadaş büyük bir vukufla PKK’nın artık bir tür “taşeron” konumuna düşdüğünü ve Kürd Sorunu’yla pek bir ilişkisi kalmadığını anlatdı. PKK’yı “kullanan” dış güçler arasında Yunanistan, İran, Kuzey ve kısmen Güney Irak, Sûriye, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, kısmen Rusya ve ABD’nin bulunduğuna ben de değinmişdim. Çünki kuraldır, bir yerde bir tedhiş örgütü varsa mutlakâ onu kullanan bir dış güç de bulunur. Yâni bir bakıma parayı veren düdüğü çalar. Bu bakımdan teorik olarak PKK’yı Türkiye’nin satın alması dahî mümkindir ama dış politikasının ana hedefi komşularla “sıfır problem” ve “istikrâr” olan Türkiye, son kullanım târihi zâten geçmiş bulunan PKK’yı alıp da ne yapsın?
Bana kalırsa önümüzdeki tablo yepyeni bir anayasa ile tekmil kurumlarının tam anlamıyla demokratikleşdiği bir Türkiye yaratmanın ne kadar gerekli olduğunu sarâhaten gözler önüne seriyor. Bakınız daha bugün bile Batı’da “Kürdler ne istiyor?” sorusu sorulmaya başladı. Ben bunu yalnızca o arkadaşımla yapdığım münferid ve lâlettâyin bir telefon görüşmesinden çıkarmıyorum. Açın, bakın Batı basınına! Göreceksiniz ki üslûbda genel olarak bir değişme var. Şimdiye kadar haber ve yorumlar hep, üstü kapalı da olsa, Türkiye’ye karşı bir küçümseme ve güvensizlik edâsıyla kaleme alınırdı. Bugünse sorulan sual başka:
Kürdler ne istiyor?
23.08.2011 Star
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.