- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler

- İstanbul20°C▼
- Ankara16°C
- İzmir23°C
- Konya19°C
- Sakarya19°C
- Şanlıurfa23°C
- Trabzon17°C
- Gaziantep20°C
YALAN SÖYLEYEN BİZDEN DEĞİLDİR

M. Ali ABAKAY
EY CAN-29
Ey Can!.., Biz daima demekteyiz, “O’ndan geldik, O’na döneceğiz.” Hepimiz, görülecek hesabımızın olduğunu bilmektedir, kimisi kabul etmese bile. Belki yaşlanınca, ihtiyarlıkla hayat merdiveninin son basamaklarında yaptıklarından dolayı peşîman olanlar, insan olduğumuzu idrak edip, yaptıkları günahlardan af dileyeceklerdir. Lakin kul hakkını, ancak kulun kendisi affeder ki bu sıkıntıları bana çektirenlerden yana hakkımı hiçbir zaman helal etmeyeceğimi ifade etmek isterim.
Ey Can!.. Dünyada girdaplara kendi benliğini kaptıranların içinde bulundukları zavallılığı görmez misin?
Ey Can!.. On yaşındaki çocukluk, on beş yaşındaki gençlik dışında elli-altmış senelik ömürlerini hayırla anılacak işlerle süslemeyenlerin defterlerinde ne yazılı olacak? Onlar, bunu kabul etmese bile dünyada bıraktıkları isimleri bilindikçe hayırla mı anılacak? Kim ister ismi anıldığında beddua ile hatırlanmayı?
Ey Can!.. Nice isim vardır ki adını işiten, yüzünü buruşturur, dudağından dökülen kelimelerde hayra dair bir alamet izi görülmez.
Ey Can!... Elli yıla bir şey sığdırmayan kalemim, bugünden sonra ne yazarsa geçmişteki vebalinden kurulma adına, sadece süslü kelimelerle kandırdığı gönlünü teskin etmekten başka bir işle meşgul değil.
Bilmekteyim, insanlığın çektiği sıkıntıları ve anlamaktayım seni. Gel gör ki kim bizi anlayacak? O denli yabancılaştığımızı özümüzü kendimiz bile sahiplenmemekte iken, bir başkası bize bizi anlatır olunca, ne denli bir yabancılaşma içinde olduğumuzu görmekteyiz, aşikâr.
Ey Can!.. Eza içinde olan ruhuma, yazdığın satırları okurken, sekerât anında ruhunu hafifleştiren Yâ-Sîn misali bir rahatlık içinde oldum, emin ol. O sözlerin de zikrettiğim ayetlerden olduğunu öğrendim, nihayet.
Ey Can!... Anlaşılan bir ölüyüm, bedenen yaşayan. Hangi ölü, yaşamın devam etmediğini anlamaz? Ben, işte o bildiğin ölü-mevtâ gibiyim. Yaşamış olsaydım, böyle yazılara sığınarak, kendi dünyamı anlatmazdım. Yaşasaydım, bir başkasına numune olurdu, hayatım. Kendimi kandırmaktan, seni hayatının bir güne teşmîl olan saatlerini heba etmekten dolayı mustaribim. Hakkını helal etmeni dilerim.
Ey Can!.. Zavallılaştık, bilir misin? Derya içinde deryadan habersiz mahlûkat misali, kendimizi kaybettik, kaybettirenlerle beraber, elimizden geleni yaptık. Bundan mutluluk duyduk, kuşkusuz. Kendi kendimizin katline ferman çıkartan biz, sonradan neyin ne olduğunu anladık. Giden gitti, elimizde kalanla avunmak istedik, ona da izin çıkmadı, ölümsüz olduklarını sananlar nezdinde.
Ey Can!.. Unutma ki her canlının ölümlü olduğu şu dünyada, biz de göçme zamanımızı bekler, dururuz; can kafesten uçan kuş gibi, teni terk eyleyince ölüm gerçekleşir, dünya gözüyle.
Ey Can!.. Bizim için hayat yeniden başlayacaktır, yaşananların rüya olduğu anlaşılacaktır, elli-altmış-yetmiş senelik dünya ömründe yapılanlar önümüze serilecektir, herkes ektiğini biçecektir dünya tarlasında.
Ey Can!.. Senin ihtarına kulak kabartan nefsimin peşîmanlığıdır, bunu bana yazdırtan. Ne derecede mutlu olduğumu bilemezsin… Ben, senin doğrultunda yaşamayı istemekteyim, dünyada bir elime ayı, bir elime güneşi verseler de değişmem, sunulanı bir çift tatlı sözüne.
Ey Can!... Muhabbet eksik olmasın, dilinden ve selamların en güzel olanı ile veda ediyorum, tekrar mektuplaşmak üzere helâllik dilerim..
17.04.2012
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.