- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
YASİN AKTAY: ŞİDDET YÖNETİMİ VE ETNİK MİLLİYETÇİLİK: KÜRT SORUNU MU DEDİNİZ?
Milliyetçilikle devlet iradeleri arasında ciddi tarihsel bir bağ var olmuştur. Milletlerin mi devletleri kurduğu, devletlerin mi milletleri oluşturdukları konusu siyaset sosyologlarının artık tartıştıkları bir konu olmaktan bile çıkmıştır.
28 Kasım 2020 Cumartesi 10:53
Ernest Gellner ve Erich Hobsbawm, Craig Calhoun, Benedict Anderson, Anthony Giddens gibi, isimlerini ilk etapta sayabileceğim meşhur sosyologlar devletlerin ihtiyaç duydukları millet tanımlarını, içeriğiyle birlikte nasıl var ettiklerini ortaya koymuşlardır. Bizde de Erol Güngör’ün bu konudaki çalışmaları devlet ve millet ilişkisini anlamak noktasında, Türk-İslam milliyetçisi bir bakış açısından oldukça kapsamlı katkılar ortaya koyar.
Özellikle Giddens’ın çalışmaları, ulus-devletin teşekkülü ile şiddet arasındaki ilişkiyi zorunlu gören yaklaşımıyla millet kavramıyla ilgili mitolojik anlatımları çözen bir katkı yapmıştır. Bu yaklaşıma göre devletten ve hatta şiddet kullanabilen bir kurumdan önce millet yoktur. Devlet şiddeti ise, bilahare adaleti veya sağlıklı bir siyasal beden siyasetini tesis edemiyorsa, karşısında başka bir şiddet doğurması mukadder olur. Zira mevcut siyasal bedenin organik bütünün parçası haline getiremediği unsurların bir direnç geliştirmesi, siyasal vücudu reddetmesi sıkça rastlanan bir durumdur.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.