02 Kasım 2025
  • İstanbul13°C
  • Ankara7°C
  • İzmir16°C
  • Konya6°C
  • Sakarya9°C
  • Şanlıurfa16°C
  • Trabzon15°C
  • Gaziantep12°C

YAŞIYLA DEĞİL DURUŞUYLA AĞABEYDİ MEHMET AKİF İNAN

M. Akif İnan, Türk düşünce/sanat/edebiyat ve hatta inanç tarihinde etkileri hissedilen ve muhtemeldir ki daha uzunca bir süre hissedilecek olan bir kuşağın önemli bir ismi. Ahmet Serin yazdı.

Yaşıyla değil duruşuyla ağabeydi Mehmet Akif İnan

02 Şubat 2016 Salı 14:34

Ana gayesi Osmanlı'yı tarih sahnesinden silmek olan 1. Dünya Savaşının galip devletleri, savaşın sonunda karmakarışık bir coğrafya ve yönünü yitirmiş bir Türkiye bıraktılar geride. Geride kalan coğrafya öyle karışıktır ki, geride kalan devletlerin olan biteni anlaması, kim olduklarının farkına varmaları uzun süre mümkün olmaz. Taşlar yerine oturmaz o zamandan bugüne.

Bu çalkantı hâlâ sürüyor; hâlâ birçok ülke kimlik krizi yaşıyor. Bu kriz, ülkenin öz evlatlarını kendi ülkelerine yabancılaştıran bir kriz. Bu krizi yaşamayan ülke olmadı Osmanlı bakiyesi devletlerde. Ama en büyük yabancılaşmayı Türkiye yaşadı kuşkusuz. Bu yabancılaşma, bir yönüyle hâlâ sürüyor.

Aradan geçen yüz yıllık zaman diliminde olan bitene kafa yoran, bu gidişatın farkında olanlar da yok değildi. Onlar, ellerinden geldiğince seslerini duyurmaya çalıştılar ama onları işitmesi gerekenler, muhtemeldir ki elde kalan son vatan da gitmesin diye, uygun zaman geldiğinde desteklerini vermek üzere bilinçli bir sessizlikle karşıladılar onları.

Bu gidişata yüksek sesle karşı çıkanlar arasında en önemli isimlerden biri de Necip Fazıl Kısakürek’ti kuşkusuz. Necip Fazıl, uzun süre tek başına kaldırdığı yerlilik bayrağını devredecek birçok isim bıraktı geride.

Güzel adamlardan biri

O isimlerin kimler olduğu, kendini bu dünyaya ait hissedenlerin malumu olduğu için burada fazlaca isim zikretmeye gerek yok ama bunlardan birisi, bu yazının konusu olduğu için onu anmamız gerekiyor: M. Akif İnan.

M. Akif İnan, Türk düşünce/sanat/edebiyat ve hatta inanç tarihinde etkileri hissedilen ve muhtemeldir ki daha uzunca bir süre hissedilecek olan bir kuşağın önemli bir ismi. Sadece bizim camianın değil, Türkiye’de hemen herkesin bir şekilde adını işittiği “yedi güzel adam”dan biri o.

M. Akif İnan, Urfalı olmasına rağmen Maraşlı bilinir. Bunun nedeni, okul hayatının Maraş’ta sürmesi olsa gerek. Maraş, onun hayatının dönüm noktalarından biridir. Gerçi M. Akif İnan daha Urfa’dayken belli bir politik bilince sahiptir ama içinde yer aldığı ekiple tanışması Maraş’ta olmuştur. Lisede okurken Urfa’dan Maraş’a sürülmesi, onun sanat ve edebiyat anlayışının gelişmesi ve siyasi çizgisinin netleşmesi açısından belirleyici olmuştur.

Tanıklıklardan biliyoruz ki M. Akif İnan, daha küçük yaşlardan itibaren belli bir istikamet izlemiş, ölümüne kadar da o istikametten şaşmamıştır. Bu anlamda onun hayatında sürprizlere yer yoktur. O, muhafazakâr doğmuş ve muhafazakâr biri olarak da son nefesini vermiştir.

Bir hazine buldum ki herkes bilsin

M. Akif İnan için belki de kendi iç dünyasında dönüşümlerden söz etmek mümkün. Bu dönüşümleri sağlayan da tasavvuftur.

Necip Fazıl’ın, şeyhi Abdulhakim Arvasi ile olan ilişkisi herkesçe bilinir. Necip Fazıl’da olduğu gibi, Yedi Güzel Adam’da da tasavvufla yakın temas vardır. Bu temasın en somut izlerini Rasim Özdenören’in “Denize Açılan Kapı” kitabında, Akif İnan’ın şiirlerinde görüyoruz.

Merhum M. Akif İnan da, arkadaşları arasında tasavvufla bağı en derin olan kişidir. Ehl-i tarik olduğu için ordudan resen emekli edilen kardeşi Mustafa İnan aracılığıyla tanıdığı Şeyh Molla Ali Arınci, tanışmalarından sonraki zamanlarda M. Akif İnan’ın yol göstericisi olacaktır.

Devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/22685/yasiyla-degil-durusuyla-agabeydi-mehmet-akif-inan.html

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.