- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
YAVUZ BAHADIROĞLU: BATILILAŞMA SÜRECİNDE NELER KAYBETTİK? (2)
İki gündür “Neler kaybettik” sorusuna cevap arıyoruz ya kaldığımız yerden devam edelim…
20 Mayıs 2019 Pazartesi 10:36
Bir evin önüne yeni bir ev yapılacaksa, eski ev sahiplerinden izin istenir, helâllık alınır, ancak ondan sonra yeni evin inşasına başlanırdı… Komşunun önünü kapatmak, manzarasını ve güneşini kesmek “kul hakkı” sayıldığından, bu konuda çok titiz davranılırdı…
Arsada ulu bir ağaç varsa kesilmez, ev ağaca zarar vermeyecek şekilde yerleştirilirdi…
Evlerin giriş kapısının üzeri geniş bir çatı ile kaplanırdı. Amaç hayır yapmak ve dua almaktı: Gelip geçen o çatının gölgesinde yağmurdan, kardan ve güneşten korunur, ev sahiplerine dua ederlerdi…
Evlerin kapılarının üstünde biri büyük, diğeri küçük olmak üzere iki tokmak bulunurdu. Gelen misafir kadınsa küçük tokmakla, erkekse büyük tokmakla kapıyı çalar, ev sahipleri buna göre karşılamaya çıkarlardı: Kadına kadın, erkeğe erkek…
Hemen her evin balkonuna ya da pencere pervazına kuşlar için su kabı konurdu. Aynı incelik mezarlıklarda da görülür, mezarların başucuna mermer su kapları yerleştirilirdi. Kuşun rahmete ve berekete vesile olduğuna inanılırdı…
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.