09 Kasım 2025
  • İstanbul15°C
  • Ankara8°C
  • İzmir16°C
  • Konya9°C
  • Sakarya14°C
  • Şanlıurfa17°C
  • Trabzon17°C
  • Gaziantep11°C

YAVUZ BAHADIROĞLU'NDAN: 23 NİSAN'DA HANGİ MECLİS TOPLANDI?

Seçimle iş başına gelen son Meclis-i Mebusan (Osmanlı'nın son parlamentosu) 12 Ocak 1920'de ilk toplantısını yaptı.

Yavuz Bahadıroğlu'ndan: 23 Nisan'da hangi Meclis toplandı?

Neyse, Büyük Millet Meclisi Ankara'da toplandı. O gün için en önemli ihtiyaç, savaşacak asker ihtiyacıydı. Yirmi seneden beri aralıksız savaşan millet, bitkin düşmüştü. Yeni bir savaşa karşı isteksizdi. Çağrılara duyarsız kalıyordu. Onu yeniden ayağa kaldıracak, atağa geçirecek bir "şok" lâzımdı.

Bu "şok" da Yunan ordusundan geldi: Meclis'in açıldığı günlerde İzmir'den hareketlenerek Bursa, Eskişehir, Kütahya ve Afyon'a kadar Batı Anadolu'nun büyük bir bölümünü işgal etti.

Bu durum Ankara heyetinin işini kolaylaştırdı. Toplumda Yunan işgalinin yayılmasına karşı müthiş bir tepki doğdu. Ankara heyeti de bu tepkiyi propaganda malzemesi olarak kullandı.

Birinci Mecliste milletvekili, Milli Egitim Bakanı ve Sağlık Bakanı olarak görev yapmış olan Dr. Riza Nur o günleri şöyle anlatıyor: 

"...elimizdeki düstur sudur: Padişah-Halife, Hükümet İstanbul'da düşmanlar elinde esirdir.

"Biz (Padişah'ın) vekilleriyiz. Onları, dini, milleti, devleti kurtaracağız. Ey millet! Yunan gibi asırlardan beri kölemiz olan bir millete nasıl boyun eğeceksin? Bu millet buna dayanamaz. Gayrete geliniz. Din gayreti lazımdır! Çünkü bütün millet âdeta istisnasız, padişaha mutî (itaatkâr), dine merbut (bağlı), 'padisah, din' diyor, başka birşey bilmiyor. Harpten de yorulmuş, bitmiş, parasız, sefalette, bu haldeki bir milleti kolay kolay yeni bir harbe hazırlamak mümkün değil. Bunun için Rumlar ile izzeti nefsini gıcıklıyorduk. 'Bakkal Yorgi başınıza vali, mutasarrıf, taşçi Vasil jandarma zabiti (subayı) olacak nasıl dayanacaksınız?' diyoruz. 

"Hakikaten Türk buna tahammül edemiyor. Anadolu'dan bu esnadaki seyahatlerimde bizzat böyle propaganda yaparken bu sözlerin herşeyden müessir (etkili) olduğunu görüyorum. Aynı zamanda dini de ele alıyorduk. 'Kur'an'i apteshane kâğıdı yapacaklar... Size şapka giydirecekler' diyorduk. Bu da pek müessir oluyordu..." (Hayat ve Hatıratım. c.3, s. 623).

Durum, ilkokulda Başöğretmenim'in gerine gerine anlattığı ya da "Bugün 23 Nisan/ Neşe doluyor insan" türünden şiirlerde yazıldığı gibi değil anlayacağınız, yakın tarihe ilişkin her şey gibi bu "bayram" işi de bir hayli karmaşık...

24.04.2012 Yeni Akit

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.