- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
YAVUZ BAHADIROĞLU'NDAN: “OSMAN GAZİ” Mİ, “ATAMAN BEY” Mİ?
Saygın bir köşe yazarının bir anda tarihçiliğe heveslenip, bütün kuruluş tezlerini alt-üst eden hükümler vermesine ne denir? Söylemeye dilim varmıyor, ama bence “cehalet” denir! (tarihle sınırlı olarak)...

Dede Korkut da “Hâkimiyet bir gün Kayı’ya değe; bu dediğim Osman neslidir” diyerekOsman Gazi’nin ismini tescil etmiştir.
Osmanlı Devleti hakkında bilgi veren tarih kaynaklarının ancak 15. yüzyılın başlarında, Sultan II. Murad döneminde yazılmaya başlandığı düşünülürse, o günden, son vak’anüvis Abdurrahman Şeref Bey’e kadar, tarihin içinden geçen hiçbir tarihçinin aklına böyle bir “cevher yumurtlamak”gelmemiş, bu “büyük yalan” günümüzün bir köşe yazarına nasip olmuştur! Va esefa!..
Osmanlı tarihinden bahseden en eski kaynak, Ahmedî’nin “İskender-nâme”sidir. “Dâsitân-ı Tevârîh-i Mülûk-i Âl-i Osmân” bölümünde salt Osmanlı anlatılır ve sırayla Yıldırım Bayezid’e kadar gelinir. Ahmedî’nin tarihinde Osman Gazi ismi çokça geçer, ancak bir kere bile“Ataman”dan söz edilmez.
Şükrülleh Efendi de (1388-1464?) “Behçetü’t Tevarih” adını verip 1458’de tamamladığı ve kuruluştan Fatih’e kadar geçen zamanı anlattığı tarihinde, “Ataman” diye birinden imaen dahi bahsetmez. Bu tarihte de “Osman” var, “Ataman” yoktur (Eserin aslı Farsça olup Kanuni döneminde Türkçe’ye çevrilmiştir).
Yerimiz yetmeyeceğinden dolayı, devletin kurucusunun adının “Osman Gazi” olduğunu teyit eden birkaç tarihçi ile eserlerini saymakla yetineceğiz.
Kaşifi: “Gaza-name-i Rum”...
Oruç Bey: “Tevarih-i Al-i Osman”...
Nişancı Karamani Mehmet Paşa: “Tevarihü’s-Selatinü’l-Osmaniyye” (1. kitapta Osman Gazi’den II. Mehmed’e kadar geçen olaylar, 2. kitapta ise 1451’den Mart 1480’e kadar geçen olaylar anlatılır).
Aşıkpaşazade (1393-1481) “Tevarih-i Al-i Osman” (bütünüyle Osmanlı tarihini ele alan ilk Türkçe eserdir. Bu eserinde ilk defa Osmanlı devletinin kuruluşunda rol oynayan 4 önemli zümreden bahseder: Gaziyan-ı Rum, Ahiyan-ı Rum, Abdalan-ı Rum ve Baciyan-ı Rum)...
Enveri: “Düsturname-i Enveri” (bu tarihte de “Ataman”a rastlanmaz)...
Mehmed Neşrî: “Cihan-nüma” (II. Bayezid dönemi tarihçisidir. Sekiz kısımdan oluşan eser Hz. Âdem’den başlar. Son kısmı Osmanlı tarihi ağırlıklı olup kuruluştan 1485 yılına kadar geçen dönem anlatır)...
Neşri’nin tarihe yaklaşımı kuşkucu ve eleştirel olmasına rağmen, “Ataman Bey”den hiç bahsetmemiştir.
Saruca Kemal: “Dasitan-ı Ali Osman” (Selatin-name)...
Bu eser Osmanlı Türklerinin Anadolu’ya gelişlerini ve Selçuklu ile karşılaşmalarını anlatır. Kayı Aşireti’nin Müslüman olmadığını ima etmek şöyle dursun, aksine her ferdin, özellikle de yönetici zümrenin İslam’a bağlılıklarını sürekli vurgular. Köşe yazarımız hayal kırıklığına uğrayacak, ama bu eserde de “Ataman” yoktur.
Behiştî Sinan Çelebi: “Tevârîh-i Âl-i ‘Osmân” (kuruluştan Sultan II. Bayezid’in saltanatının ilk yıllarına kadar geçen olaylar anlatılır)...
Uzatmaya gerek yok: Devletin kurucusu bütün temel ve tali kaynaklarda “Osman Gazi” olarak selamlanırken ve son bulgularda bu teyit edilmişken, “Ataman” diye bir isim uydurmak, hele Müslüman kuruculara “kâfir” anlamına gelen bir yafta yapıştırmak, ırkçı bakışla tarihe gitmenin nelere kadir olduğunu göstermekten başka bir işe yaramaz.
Kimse böyle büyük bir vebali “ben köşe yazarıyım” diyerek sırtından atamaz. Yazarın her yazdığını ciddiye alan okurlar var: Sanırım sayın yazar hepimize bir “özür” borçludur.
03.10.2014 Yeni Akit
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.