17 Mayıs 2024
  • İstanbul20°C
  • Ankara18°C

YUSUF KAPLAN TYB İSTANBUL’A KONUK OLDU

Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi tarafından düzenlenen Medeniyet Konuşmaları programına Yazar Yusuf Kaplan konuk oldu.

YUSUF KAPLAN TYB İSTANBUL’A KONUK OLDU

26 Eylül 2023 Salı 10:26

Gençlik meselelerinin ele alındığı programın açılışında konuşan TYB İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı, İstikbalde öncü roller üstlenecek Türkiye'nin zeki çocuklarını bu ülkede tutamamak en büyük sorunumuz. Memleketin en iyi okullarından mezun olan geleceği parlak çocukların Türkiye rüyası görmüyor oluşunun derdini taşımalıyız. Mevcut eğitim sistemi içerisinden idealist bir neslin yetişmesi mümkün görünmüyor. Bu hususta daha çok kafa yormalı mesai harcamalıyız dedi.

Ülkenin bir kuşatma altında olduğunu Türkiye'nin geleceği konusunda dertlenmemiz gerektiğini belirten Yusuf Kaplan da şöyle konuştu:

Türkiye’nin farkına varması ve aşması gereken üç büyük kuşatması var.

- Birincisi eğitim. Tamamıyla sömürgeci bir eğitim sistemi var.

-İkincisi medya. Mankurtlaştırıcı bir medya rejimi var.

- Üçüncüsü ise kültür. Başkalaştırıcı, yabancılaştırıcı bir rol oynamaktadır.

Bu üçünde yaşadığımız durum tam bir felaket. Bir toplumun kaderine hükmeden üç alandan bahsediyoruz. Bu üç alanda ise kendi toplumun çocukları yok. Sömürgeci eğitim sistemiyle, mankurtlaştırıcı medya rejimiyle, yabancılaştırıcı kültür rejimiyle bir toplum kendi mezarını kazmaktadır. Bunu insanlar görmüyor mu? Bana bunları düşündükçe kafayı yiyorum. Bu eğitim sisteminden bir şey olmaz. İnsanlar bunu unutmalıdır. Çünkü ipler bu ülkenin çocuklarının elinde değil. Kimse kendisini kandırmasın.

Resmi iyi görelim. Tanzimat ile bu toplum yönünü yitirir. Meşrutiyet ve cumhuriyete sarkan süreçte yörüngesini kaybeder. Özal’lı yıllardan itibaren de ruhunu yitirme tehlikesiyle karşı karşıya gelir. Şu an, o sürecin tam dibindeyiz.

Türkiye’de eğitim sistemine kim hâkim? Baronik, masonik şebekeler hâkimdir. İlk 10 bine giren çocukları alıp devşiriyorlar. Batı kültürün misyonerliğini yapıyorlar. Batıda üretilen, burada tüketiyor. Kendilerinin yeni bir şey ürettiği yok. Burada ise hava basıyorlar. Onlar birer gölgeden ibaret. Boğaziçi üniversitesinde özgürlüğün engellenmemesini istiyorlar ama 500 tane öğretim görevlisi arasında bir tane bile kendi adamlarından başka kimse yok. Tam anlamıyla gettoya çevrilmiş durumda. Bu ülkelerin üniversiteleri, kültürü, medyası işgal edilmiş vaziyettedir.

img-20230923-wa0026.jpg

Biz MTO ile önümüzdeki süreçte bu ülkenin kremasını oluşturacak insanların tohumlarını ekmek istiyoruz. Bizim klasik metinlerimizde Sahabeyi anlatırken “Şafak yağmurları” kavramını kullanırlar. Bende öncü kuşağı sahabe üzerinden biraz tarif ettim. Çağrısı çağını kurabilmek için çağın bağlarından/bağlamlarından arınacak, çağdaş hurafeler çöplüğünden kendini ayıracak, ümmileşecek. Çağını tanıyamadığı sürece, ümmileşemez. İçinde yaşadığınız çağı tanıyamadığınız zaman tanımlanırsınız. Tanıyamadığınız çağı değiştiremezsiniz. Tanırsanız, tanımlarsınız. Gazali’nin yaptığı da bu idi. Gazali, “Tehâfütü'l-Felâsife”yi yazdı. Pagan dünyaya, kendileri dışındakilere meydan okudu.

 

 

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.