09 Kasım 2025
  • İstanbul21°C
  • Ankara16°C
  • İzmir20°C
  • Konya18°C
  • Sakarya21°C
  • Şanlıurfa25°C
  • Trabzon18°C
  • Gaziantep22°C

YUSUF KAPLAN'DAN: TÜRKÇE'NİN DİNİ, KUTADGUBİLİG'İN "ÜSTDİL"İ

Yeri geldikçe hatırlattığım bir diyalog var: Bilge adam Socrates, öğrencisine, "üzerinde düşünülmeyen hayat, yaşanmaya değmez" der.

Yusuf Kaplan'dan: Türkçe'nin dini, Kutadgubilig'in "üstdil"i

Başkalarının hayatını yaşıyoruz; kendi hayatımızı değil. Kendi hayatımızın ne olduğunu bilmiyoruz bile: Gerçek değiliz; gölgeyiz, o yüzden. Başkalarının gölgesi. Bir kendi'miz, bir ben-idraki'miz olmadığı için, gölgelere sığınıyoruz gerçek diye.

Eğer kendimiz olsaydık, kendimizde olurduk; gölgelerle avunmaz, gölgeleri gerçek sanmazdık. Gölgeleri gerçek sandığımız, yani bir yanılsama yaşadığımız içindir ki, düşünme yetilerimizi de yitirmiş durumdayız.

Bu ülke, gölgeye mahkûm edildi: Gölgelerin gölgesine üstelik de: Türkiye'de yaşanan modernleşme / Batılılaşma tecrübesiyle, bizim medeniyet dinamiklerimiz ve "dil"imiz büyük bir yıkıma ve tahribata uğratıldı. Adına semantik intihar dediğim "dil"e yapılan bu müdahaleyle, medeniyet gökkubbemizin dünyası, bu dünyanın kurucu kavramları, kaynakları, ruhu sekülerleştirilerek içeriksizleştirildi; medeniyet kökleriyle, ruhuyla ve haritalarıyla irtibatı kopartıldı. Hayatın, dolayısıyla medeniyet dünyamızın menbaı demek olan "dil"e yapılan bu tahripkâr semantik saldırı, düşünce dilimizi de, sanat dilimizi de, hayat dilimizi de yoksullaştırdı, hatta çölleştirdi.

Hayatımızı gölgelere sığınarak, tekin olmayan limanlarda sığıntı bir hayata mahkûm olarak yaşamaya çalışmamız, Türkçe'nin "din"ini yitirmesiyle sonuçlandı: "Türkçe'nin" hayat menbaı, pınarı, kaynağı kurudu, kurutuldu.

 

* * *

Her dilin bir dini vardır: Dil'in bağıdır dini; pınarı, kaynağı ve menbaı: Dil, dinine bağlandıkça bağrına basar hayatı ve insanı. Sular, diriltir ve canlandırır toprağı: Yeni, taze yemişler vermeye durdurur hayat ağacını.

Ancak toprağın meyveye durabilmesi, hayat ağacının hava alıp verebilmesine bağlıdır: Toprak, soluk alıp verdikçe göğe açılır ve suya gebe bırakır bulutları.

Dinini, yani bağını, bağlarını ve bağlanmasını yitiren dil, çözülür, çürür: Hayatiyetini yitirir; insanı da, hayatını da çürütür.

Din, medeniyetin hayat kaynağıdır; dil ise, hayatiyet pınarı. Hayatiyetini yitiren din, dilini de, dile gelme biçimlerini ve yollarını da yitirir.

Başka bir deyişle, medeniyetin hayatını sürdürmesini sağlayan şey, dilidir. Hayatını sürdüren bir medeniyette dil, hayatın kendisi olur zamanla: Üslûbu, tarzı, usûlü hem "vasat"a / "ev"e dönüşür, hem de vasıta / "el" olarak dönüştürür her şeyi.

Kurduğu hayat sürdüğü sürece dil, aslîleşir, asilleşir, asıl'la bütünleşir, medeniyet hâline gelir: Asliyetini (asliyet / asalet, özgünlük demektir) yitiren "dil", dolayısıyla hayat, özgünlüğünü de, özgürlüğünü de, hayatiyetini de yitirir.

 

* * *

Üzerinde düşünülebilen hayat, semantik intihara geçit vermeyecek, aksine, başka dünyalarla kurduğu irtibatı, o dünyalardan da beslenmesini sağlayabilecek "semantik müdahale" imkânları ve enstrümanları sunar o medeniyetin çocuklarına.

Özetle, üzerinde düşünülerek bir "dil"e kavuşan ve kendine özgü bir "dil"e dönüşen hayatın hayatiyetini sürdürebilmesi, hayat hâline gelen bu "dil"in, medeniyetin hayatını sürdürebilmesini sağlayabilecek bir üstdil'e, yani o hayat üzerinde yeniden düşünülmesini imkân dâhiline girdirebilecek bir kurucu-dil'e sahip olmasıyla mümkün olabilir ancak.

İşte Teoman Duralı Hoca, 10. yaşına basan Kutadgubilig'le, Türkçe'nin "din"ine / hayatına hayat kazandıracak bir düşünce dili, dolayısıyla bir medeniyet dili, kısacası bir üstdil kurma sürecinde Türkiye'de önemli bir koridor açtı. Teoman Hoca, Türkiye'nin tek imajinatif düşünce dergisi Kutadgubilig'le "dil"imizi yok olmanın eşiğine, bizi de oraya buraya sürükleyen yok edici dalga'yı kıracak kıratta ve çapta umut ve ufuk vadeden, yarın, yarının yine burada olacağını haber veren bir dalga kurma yolculuğuna hazırlanıyor. Bu yolculuğa kayıtsız kalmak, gölgelere mahkûm olmakla özdeştir, diyorum.

Bu yazıda Türkçe'nin dini'nin serüvenini özetlemeye çalıştım. Yarınki yazıda, Kutadgubilig dergisiyle Teoman Hoca'nın açtığı koridoru göstermeye çalışacağım.

11.12.2011 Yeni Şafak
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.