04 Mayıs 2024
  • İstanbul14°C
  • Ankara13°C

YUSUF TOSUN: EDEBİYAT VE SANATIN MEDENİYET HALİ

“(…) Zaten edebiyat çağının aynasıdır.”*(Akif İnan)

Yusuf Tosun: Edebiyat ve sanatın medeniyet hali

13 Şubat 2020 Perşembe 13:29

Edebiyat çağının aynasıdır

Osmanlı’nın son dönmelerinden başlayarak günümüze kadar neredeyse bütün zamanlarda fikri yapımız edebiyatçılar tarafından şekillenmiştir. Fikri akımların öncü isimleri hep edebiyatçılar olagelmiştir. Namık Kemal’den Cemil Meriç’e, Nazım Hikmet’e, Sezai Karakoç’a varıncaya kadar hep öyle değil mi?

Rahmetli Akif İnan (1940-2000) yerinde bir tespitle; “…Edebiyat çağının aynasıdır.”* der. Bulunduğu çağa öncülük eden edebiyat bu yönüyle topluma ayna vazifesi de görmüştür haliyle. Düşünce yapımızı oluşturan edebiyat, -toplumdan kopuk olduğu iddia edilen Divan edebiyatı da dahil- hiçbir zaman sosyal hadiselere bigâne kalmamıştır. Çünkü edebiyatın ilham kaynağı, motor gücü bizzat insan ve toplumun kendisidir. Hal böyle iken edebiyatı dar bir alana hapsetmek mümkün mü hiç?

Ekseriyetle toplumların bütününde fikri yapının edebiyat üzerinden yürüdüğüne şahit oluyoruz. Bu durum da milletleri edebiyatları üzerinden tanıma olanağı sunuyor bize. Özellikle de toplumların tarihi seyri içerisinde fikri gelişimleri, edebi yönelişleri, toplumsal ilgi alanları, gelecek öngörüleri…vs hakkında bir ayna vazifesi görür edebiyat. Bu nedenledir ki; bir milleti tanımanın en iyi yolu edebiyatlarından geçer.

Her toplumun kendine mahsus dili, inancı, düşünüş biçimi ve de yaşam tarzı vardır. Bu da beraberinde eşyaya bakış tarzında kendine özgü ‘yorum’ demektir. Dolayısı ile tarih, sanat, sinema…vb alanlarda farklı farklı ürünler meydana getirebilirler. Doğal olan da bu değil midir?

Bu nedenle edebiyatları güçlü olan toplumların fikri yapılarının da sağlam, yaşam biçimlerinin gelişmiş olduklarını görüyoruz.

Dolayısı ile edebiyat bir toplumun gelişmişlik derecesinin turnusol kâğıdı gibidir. Bir bakıma devletlerin varlık-yokluk mücadelesi edebiyatları üzerinden verilir ve de okunur.

İngiltere bu durumun en somut örneklerindendir.

Rivayet odur ki; bir İngiliz siyaset adamının; “İngiltere sömürgelerini kaybederse yıkılır mı?” sorusuna verdiği cevap; “Güçlü donanmalara sahibiz.” olur.

Muhatabının; “Peki ya donanmayı kaybederseniz?” sorusu üzerine verdiği cevap ise; “Yeniden inşa ederiz?” şeklindedir.

Devamı: https://www.dunyabizim.com/edebiyat-ve-sanatin-medeniyet-hali-makale,1453.html

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.