- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
05 Kasım 2025- İstanbul16°C▼
- Ankara5°C
- İzmir15°C
- Konya8°C
- Sakarya15°C
- Şanlıurfa14°C
- Trabzon15°C
- Gaziantep12°C
YUSUF ZİYA CÖMERT'TEN:DİVAN-I ZEREFŞAN
mavera dergisinin idarehanesi ne kadar güzel bir yerdi. Ne kadar kahrımızı çekti oradaki insanlar. ‘Kahrımızı.’ Çünkü sadece ben değilim. Biz, bir kuşak. Yüzlerce, binlerce insan. Kimimiz laftan anlarız, kimimiz anlamayız.

Çok nadirdi öyle meclisler.
Allah hepsinden razı olsun. Ahirete göçenlere rahmet etsin.
Cahit Abi’nin oturduğu sandalyenin arkasında bir levha vardı. Çerçevelenmiş. Latin harfleriyle yazılmış. Hıfzi’nin bir mısraı.
‘Edib olur kişi sermaye-i hayası kadar.’
Harika bir şey. ‘Ne kadar haya sahibiysen, o kadar edepli olursun’ diyor ama, bunu söylerken,‘edebiyat’la ‘edep’ arasında kuvvetli bir bağ kurmuş oluyor.
Savaş Ş. Barkçin’in ‘Divan-ı Zerefşan’ını okurken, taa oralara gittim. (Litera Yayıncılık, İstanbul.)
Büyük bir iş başarmış Barkçin. Eski şiirimizin formunda, eski şiirimizin lisanında, ama bugüne dair söyleyişler de ihtiva eden çok güzel bir Divan yazmış.
Peygamberimiz’in mübarek ismi şu günlerde, uluorta, çok telaffuz ediliyor.
Dini tahrif için, insanları yanlışa sevketmek için yapılır mı böyle şey? Ne yazık ki yapılıyor.
Bir ‘edep’ meselesi bu. Bir ahlak, bir saygı meselesi.
Ve Barkçin’in Divan’ının ‘Nu’ut’ faslında gördüğüm güzel mısralar, o ‘edep’ ve ‘ahlak’a çok güzel bir ‘numune.’
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.