- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
ZEKERİYA ERDİM: ZİMEM DEFTERİ DERS, DİŞ KİRASI ÖDEV, SADAKA TAŞI PROJESİ
Son günlerde, çok yoğun ve yaygın bir şekilde Milli Eğitim Bakanlığının, 2020-2021 öğretim yılından itibaren, lise birinci sınıflardan başlayarak uygulamaya koyacağı "yeni eğitim modeli"nden söz ediliyor.
20 Mayıs 2019 Pazartesi 14:16
Bu modelin belirgin özelliklerinden birisi olarak daha fazla "hayata dönük" yahut hayatın gerçekleri ve ihtiyaçları ile irtibatlı olacağı belirtiliyor. Bu öngörü, bize yıllardır her fırsatta tekrar ettiğimiz temel tespitleri bir kere daha hatırlattı. Ramazan ikliminin oluşturduğu ruh hali ile birleşip bütünleşerek kadim kültür ve medeniyet geleneğimizdeki bazı uygulamalarla ilgili çağrışımlar yaptı. Bizim geçmişimizde tüm zamanlarda, tüm mekanlarda, tüm ülkelerde ve toplumlarda gerçekliğini, geçerliliğini koruyabilecek örnek ve öncü uygulamalar var. Bu zengin hayat bilgisinin ve birikiminin veraset hakkı başka ülkelerin ve toplumların elinde olsa hikayelerini ve romanlarını yazar, filimlerini ve belgesellerini yapar, üniversitelerini ve bölümlerini açar, enstitülerini ve ar-ge merkezlerini kurar, güncel projeler haline getirip dünya pazarlarında yüksek fiyatlara satarlar. Gelin, zihinlerimizin üzerine örtülen perdeleri yırtarak, algılarımızın önüne örülen duvarları yıkarak; bu uygulamalardan bazılarına şöyle bir göz atalım. Aile hayatımızda anneler ve babalar, eğitim hayatımızda öğretmenler ve idareciler, toplum hayatımızda aydınlar ve yöneticiler olarak sözü edilen yeni modeli, yeni öğretim yılını beklemeden, bütün sınıflar ve seviyeler için başlatalım. Mesela, derslerimizden biri, "Zimem Defteri" geleneğini araştırıp, yeniden uygulamaya koymak olsun. İmkan sahipleri, ihtiyaç sahiplerinin yükünü hafifletme niyeti ve gayreti içine girip özellikle yoksul kesimlerin bakkallarına, manavlarına, kasaplarına giderek bu günkü tabiriyle "Veresiye Defterleri"ni sorsun. Bir baştan, bir sondan, bir ortadan üçer sayfa seçip her biri üçer fakirin borçlarını ödesinler. Ödeyenler kimlerin borçlarını ödediklerini, borçlular da kimler tarafından ödenip borç defterinden sildirildiklerini bilmesinler.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.