Ancak, Sovyetler Birliği’nin dağılması, Çin’in kapitalist sisteme katılması ve Arap Baharı süreçlerinde ipi elinden ‘kaçırdı’...
Politikalarını ABD’ye göre belirleyen -veya belirleyemeyen- Avrupa ile birlikte…
ABD, Avrupa’nın da desteğiyle Afganistan’dan Afrika’ya ve Ortadoğu’ya kadar kanlı müdahalelerle ‘tek süper güç’ dönemini başlatırken, terör, iç savaş ve göç üreten yönetim boşlukları üretti.
Bu süreçte Batı dışındaki herkes kendi yolunu çizdi.
Çin büyüdü, Rusya ve İran yayıldı, Türkiye kendine biçilen kalıbı kırdı...
Artık ne Çin ‘Çin Seddi’nin içine sokulabilir ne Rusya bir ‘Akdeniz gücü’ olmaktan geri atılabilir ne İran bölgede ‘etkisiz eleman’a dönüştürülebilir.
Ne de Türkiye, ‘bölgesel güç-küresel aktör’ olma yolundan döndürülebilir.
ABD ve Avrupa’nın bu durumu ‘eski usullerle’ lehine çevirme çabası da, Çin’le ekonomik savaşları, Rusya ile istihbarat savaşlarını, İran’la vekalet savaşlarını, Türkiye ile ‘algı’ savaşlarını getirdi...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.