• İstanbul 19 °C
  • Ankara 20 °C

Mustafa Kutlu: Güre’de bir cami

Mustafa Kutlu: Güre’de bir cami
Mustafa Ruhi Şirin’eGüre Edremit’e bağlı bir belde. Bir yanı Akçay, öte yanı Altınoluk. Sırtını Kaz Dağları’na vermiş, önü deniz.

Akçay ve Altınoluk gibi beton-yapılaşmanın istilasına uğramamış. Pınarbaşından kaynayan buz gibi su hem çeşmelerden akıyor (gün boyu) hem araziyi suluyor. Güre asırlık çınarların gölgesi altında, eski dokusunu muhafaza ederek (İki kattan fazlasına izin verilmiyor. Ne güzel) su seslerini dinleyerek geçmiş günlerin âsude kucağında mütevazı hayatını sürdürüyor.

İki yanı ağaçlı harika bir yol Güre’yi sahile ulaştırıyor. Sahil’de dünyaca ünlü bir kaplıcası var. Kaplıcanın bitişiğinde projesini mimar Cengiz Bektaş’ın yaptığı bir güzel devre-mülk tatil köyü bulunuyor: Körfez Tatil Beldesi. (Bektaş’ın projesi ile yapılan Körfez Tatil Beldesi bazı sebepler yüzünden yıkıldı, yerine başka bir proje ile inşa edilen yeni Körfez Tatil Beldesi kuruldu.)

Kısa bir süre kaldığımız Güre için söylenecek çok söz var, lâkin ben öncelikle 1880 tarihini taşıyan camiden bahsetmek istiyorum.

Güzellik daha son cemaat mahalline çıkan pembe granitten merdivenler ile başlıyor. En alt merdivenin basamağı çakıl taşı döşeli. Cami birkaç kez tamir görmüş, ama geçen asrın özelliklerini bugüne taşıyabilmiş. Güneş motifli tahta tavan göbeğinde bir ahşap sıcaklığı var belki ama tahribatı önlemek için boyamışlar. Yine de açık yeşil tavan tahtaları üzerindeki nilüfer çiçeği benzeri motifler bir göl sükunetini fısıldıyor.

Mihrap ve minber 19. asrın belki de çoklarınca beğenilmeyen bol yapraklı süslerini taşıyor.

Ama dedik ya; alçak sesli-kendi halinde bir küçük cami bu. Aferin boyacılara, su yeşili ile toz-pembeyi ne güzel birleştirmişler. Üstelik mihraptaki perde unsuru da neredeyse minyatür tarzında. Mihraptan tavana doğru yine ahşap “nahıl” misali süslemeler yükseliyor.

Tahta çubukların bombeli kavisleriyle örülen kadınlar mahfeli de çok şirin. İnce ahşap direkler üzerinde kuş yuvası gibi yükseliyor.

Camide müthiş bir sükunet var. Bir ceviz ağacı yaprak ve meyvelerinin olanca yeşilini kuşanıp kıble duvarının sol penceresinden sizi seyrediyor. Öteki pencere Güre mezarlığından yükselen servilerin sivri uçları ile gökyüzünü buluşturuyor.

İçimden Gürelilere teşekkür ettim. Camiye âhengi bozacak bir ilavede bulunmamışlar. Mesela o yapmacık kristal küre avizelerden takmaya kalkışmamış; zemindeki halıları kaldırıp yeşil taban-kırmızı şerit uygulamasına gitmemişler. Zemin halıları hep bağış, hep vasiyet. İmam “Zaten vasiyeti olan kişi tabutun üzerine halısı örtülü gelir” diyor.

Devamı: https://www.yenisafak.com/yazarlar/mustafa-kutlu/gurede-bir-cami-2064138

Bu haber toplam 493 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim