• İstanbul 17 °C
  • Ankara 22 °C

Mustafa Özcan: Altın üçgendeki Türkler

Mustafa Özcan: Altın üçgendeki Türkler
Kuzey Afrika'daki Sünni topluluklar anlatılırken şöyle bir tanım kullanılır: Maliki fıkhı, Eş'ari akaidi ve Cüneyd sülükü. Bu üçgen altın üçgendir.

Bu üçgen Anadolu'ya uyarlanırken Hanefi fıkhı, Matüridi akaidi ve Cüneyd sülükü karşımıza çıkar ya da bu şekilde kalıp değiştirir. Lakin özü birdir. Kısaca bu üçgende dört mezhepten birisi yer alır. Şafii, Maliki, Hanefi ya da Hanbeli. Buna mukabil iki akait mezhebinden birisi de zikredilir. Eş'arilik veya Matüridilik bunlardan birisidir. Üçüncü rükün ise Cüneyd sülükü yani tasavvuf anlayışı ile tamamlanır. Bu Kur'an ve Sünnete uygun zühd yaşantısıdır. Cüneyd tasavvufu Kur'an ve Sünnet ekseninden milim sapmaz. Bu altın üçgen sapmalara karşı Sünni toplulukların hamisidir. Askeri, siyasi ve akait tanımını içeren başka bir üçlü tanım daha vardır. Özellikle de bu tanım Abbasiler döneminde hayata geçmiştir. Siyasi erk olarak Abbasi hanedanlığı askeri olarak Türkler dini-akait alanında da Eş'arilik halkalar halinde iç içe geçmiştir. Abbasiler döneminde zaman zaman fikri çalkantılar olsa da bu yapı pek değişmemiştir. Mutasım Billah ve Türkler için inşa edilen Samarra garnizonu ile birlikte Türkler askeri olarak öne fırlamışlardır. Mutezile imamlarından Cahız tarafından da vurgulandığı gibi entrika bilmeyen Türkler Perslerin yerine ikame edilmiştir. Lakin daha sonra Selçuklularla birlikte Türkler Abbasilerin yerine siyasi erki de bünyelerine katmışlardır. Dolayısıyla Türkler üçgende iki rüknü temsil etmişlerdir. İslam dünyasının askeri gücünü ardından da siyasi gücünü kendi ellerinde toplamayı başarmışlardır. İslamiyet'in ana fikri olan Sünnilik veya Eş'arilik de Sünni toplulukların ortak paydaları arasına katılmıştır. Türkler de bu ana akımın temsilcisi ya da koruyucusu haline gelmişlerdir. Buna mukabil Iraklı alim Muhsin Abdulhamid'in ifadesiyle Türkler İslam tarihindeki yıkıcı akımların boy hedefi haline gelmiştir. İslam tarihi boyunca hem gizli hem de gizemli akımlar olagelmiştir. Bu gizli ve gizemli akımlardan birisi İhvan-ı Safa topluluğudur. Bunların bir de anonim olarak kaleme aldıkları felsefi ağırlıklı Resail-i İhvan-ı Safa'ları vardır. Enver Cündi gibilerinin ifadesiyle bu gizli akımların ana hedefi ana akımı baltalamak, karalamak ve meşruiyetlerini gölgelemek ve aşındırmaktır. 

Devamı: https://www.fikriyat.com/yazarlar/mustafa-ozcan/2023/03/17/altin-ucgendeki-turkler

Bu haber toplam 168 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim