• İstanbul 12 °C
  • Ankara 11 °C

Mustafa Özcan: Dostluk menzillerinde yitirdiklerimiz

Mustafa Özcan: Dostluk menzillerinde yitirdiklerimiz
Mehmet Şevket Eygi ile Şevket Demirci beyleri aynı günlerde yad ettik. Şevket Eygi Bey vefat edeli iki yıl oldu. Şevket Demirci vefat edeli ise 12 yıl. Her ikisi de hem can dostu hem de kitap dostu idiler.

Birbirleriyle de münasebetleri vardı. Şevket Eygi'yi en çok da Şevket Demirci'nin mekanında görürdük. Kadir Mısıroğlu ile Şevket Eygi ve Safa Saygılı gibi dostlarla orada karşılaşır ve özlem giderirdik. Şevket Demirci'nin Haktaş Dökümcülük işletmesi buluşma menzillerinden ve noktalarından birisiydi. Ölüm günleri aynı yıllara rastlamasa da aynı ay ve yaklaşık aynı günlere rastlıyor. Birisi Temmuz'un 8'inde diğeri de 12'sinde vefat etmiştir. M. Şevket Eygi ile Demirci'nin yöreleri de birbirine yakın. Dostları da aynı çevrelerdendi. Haktaş Dökümcülüğün sahibi Şevket Demirci Kastamonu'nun Çatalzeytin Samancı Köyü doğumlu ve cenazesi de yine aynı yerden kaldırıldı ve naşı doğduğu topraklara tevdi ve emanet edildi. Sırasıyla Şevket Demirci 8 Temmuz 2009 tarihinde vefat ederken Şevket Eygi de 10 yıl ara ile birlikte 12 Temmuz 2019 tarihinde vefat etmiştir. Şevket Demirci önce Gaziosman Paşa/Kuçükköy semtinde olan işletmesini karşıya taşıdı. Bu bizim açımızdan birinci kopukluktu. Artık uzaklık nedeniyle eskisi kadar gidip gelemiyorduk. Dolayısıyla o dostluk ortamından ve menzilinden uzak ve mahrum kalıyorduk. Kendisi de hastalıklarla boğuşuyordu. Bizim açımızdan önce nakl-i mekan etmesi, ardından da nakl-i dünya etmesi ikinci ve son ayrılık oldu. Tabir caizse dostlarımızı yele verdik. Yine de artlarında kadirşinas insanlar var öncülerden sonra bozulan dost kervanını yeniden toparlamaya çalışıyorlar. Şevket Eygi'nin yakın dostlarından Recep İncecik ile Safa Saygılı bunlardan ikisi. Korona günlerinden sonra bizi Safa Saygılı gibi dostlarla buluşturma konusunda Recep İncecik kardeşimin bir sözü vardı. Salgın günlerinin inişli çıkışlı ve kapalı açık seyrinden dolayı pek de bir araya gelecek fırsat bulamadık. Geçtiğimiz günlerde yeniden aradı ve dostlarla Şevket Eyigi'yi anacağımızı söyledi. Ben de o günü iple çektim ve iştiyakla bekledim. Gündüzünde Eminönü araçlarına binmiştim orada indim ve Mısır Çarşısının paralelinden eski Postaneye doğru daha doğrusu Cağaloğlu yokuşuna doğru yürüdüm. Kitapçılara uğradım. Eski tadı yoktu. Kitapçıların bir kısmı hızlı bir şekilde sektör değiştiriyorlar. Bazıları da mekan değiştiriyor. Köklü geleneği olan kitapçı az. İnkilap ve Aka'nın önünden geçerken bazı aşina kitaplar gözüme ilişti. Bunlardan birisi de Abdulbaki Gölpinarlı'nın Yunus Emre kitabıydı. İlk göz ağrılarımdan birisidir. Sakarya-Erenler'de okurken ders ödevi yapmak için bazen kırtasiye malzemesi almak maksadıyla Havuz'daki ( Salko Camii civarı) ihtiyar kitapçı ve oğlunun yan yana olan kitapçılarına uğrardık. Malzeme alırken vitrindeki kitapları göz gezdirirdim. Karton ve benzeri malzemeler alırken Abdulbaki Gölpinarlı'nın Yunus Emre kitabı gözüme ilişti ve ihtiyar kitapçı Yunus Emre kitabını almak istediğimi söyleyince 'aferin' diyerek gözleri parladı ve beni takdir etti. Bu beni daha da sevindirdi. 45 yıl öncesinden bahsediyorum. Beni etkileyen vitrin'deki kitapların hikayesi başka bir bahis konusu. Vaktim olursa bu konuya yeniden dönerim.

Devamı: https://www.fikriyat.com/yazarlar/mustafa-ozcan/2021/07/12/dostluk-menzillerinde-yitirdiklerimiz

Bu haber toplam 127 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim