• İstanbul 20 °C
  • Ankara 18 °C

Mustafa Özcan: Eğitimde tekamülü hedeflemek ya da çift dikişli eğitim

Mustafa Özcan: Eğitimde tekamülü hedeflemek ya da çift dikişli eğitim
Bazen eğitim, sülük ya da davranış dediğimiz boyutun dışında şekilleniyor. Halbuki eğitimden amaç yararlı ve iyi insan yetiştirmektir.

 Tahsil ile birlikte insan bildiklerini ve ilmini insanlığın yararına da zararına da kullanabilir.  İlmi beşeriyetin hizmetine, yararına sunabilmesi ve kullanabilmesi için insanın tezkiyeden, tesviyeden geçmesi gerekir. Bu da ancak hüsnü sülük yani iyi davranış kazandırmakla mümkündür.  Bunun için sadece zihni eğitim yetmez, eğitimin gönle dokunması da gerekir. Davranışları düzenleyen kalbi eğitime de ihtiyaç vardır. Bu da tezkiye ve terbiye ile mümkündür. Genellikle modern mektepler talim ya da öğretim veriyorlar lakin terbiye ya da sülük eğitimi kısır ve yetersiz kalıyor. Bunu iyi insanların arasında toplumda da kazanabilir.  Bununla birlikte mektep çatısı altında kazandırmak da mümkündür. Geçmişten günümüze buna dair örnekler ve deneyimler yaşanmıştır.

 Bu deneyimlerden birisini ülkemizde misafir-mülteci sıfatıyla yaşayan Halepli alim Muhammed Avvame’nin hayatındaki kesitlerde görüyoruz.  Önce Halep’de şeyhlerden ve üstatlardan ders alır. Daha ziyade klasik eğitim yuvalarından birisi olan Şabaniye Medresesine devam eder. Modernleşme çabaları içinde medreseden mektebe geçildiği yıllardır. Klasik eğitim veren kurumlar, yerine resmi kurumlara devreder. Bunlardan birisi şer-i lise olarak faaliyete geçen Hüsreviye Medresesidir. Bu medrese klasik medreselerden birisidir. Hamalı Muhammed el Hamid’e göre eğitim düzeyi Ezher’in gerisinde değildir. Lakin Hüsreviye devletleştirilir ve şer-i lise veya imam hatip dengi bir okul haline getirilir.  Klasik eğitim veren Şabaniye Medresesi kapatıldıktan sonra talebeler Hüsreviye Medresesine kaydırılır. Böylece talebeler kadim ulama eğitim geleneğinin dışına çıkarlar.  Ulemanın dizinin dibinde eğitim alma şansını kaybederler. Resmi okullarda talebe ile hoca arasındaki ilişkiler de resmileşir.  Böylece talebe ile muallim-müderris arasındaki manevi hava  kaybolur. Bu da talebenin bu kurumlarda kuru olarak yetişmesini beraberinde getirir. O dönemde talebe ile üstat arasında manevi bağ o adar güçlüdür ki,  Hama Şeyhi Muhammed el Hamid talebelerini terk edip hacca gitmeyi bile içine sindiremez.

O dönemde öğretmen manevi baba, talebe ise aynı istikamete akan yol çocuğudur. Yol arkadaşıdır.

Eski sistemin tatil olmasından ve dağılmasından rahatsız olan Şabaniye Medresesinin kıdemli müderrisleri Abdullah Siraceddin ile Abdulfettah Ebu Gudde  alternatif veya paralel bir formül düşünürler.  İstidat ve yetişme potansiyeli taşıyan 10 talebe seçerler ve bunlara eski tarz üzerinde ama fahri olarak ders okutmaya koyulurlar.

Devamı: https://www.maarifinsesi.com/egitimde-tekamulu-hedeflemek-ya-da-cift-dikisli-egitim/

Bu haber toplam 234 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim