• İstanbul 21 °C
  • Ankara 16 °C

Mustafa Özcan: Eğitimin Yahudileştirilmesi üzerinden küreselleştirilmesi

Mustafa Özcan: Eğitimin Yahudileştirilmesi üzerinden küreselleştirilmesi
11 Eylül’den sonra ABD İslam alemine yönelik olarak asimetrik veya simyasal bir savaş açmıştır. Bunun amacı eğitimde müfredat veya yöntemi değiştirerek gelecek nesillerin kimyasını değiştirmekti.

 Peki! Bununla ABD ne yapmayı veya neyi sağlamayı tasarlıyor ve amaçlıyordu?   Dünyanın egemenleriyle barışık Müslüman kuşaklar yetiştirmek istiyorlardı.  Önlerinde yabancıların bir dediğini iki etmeyen sinik ve pısırık nesiller arzuluyorlardı.  Gazeteci ve akademisyen Anatol Lieven, Pakistan: A Hard Country yani Sert Ülke Pakistan isimli bir kitap kaleme almıştır.  Sahi Pakistan sert bir ülke mi?  Kime ne yapmış? Pakistan’dan ne istiyorlar? Yumuşak huylu, boyun eğen birisi olarak görmek istiyorlar.  Müşerref örneğinde olduğu gibi.  Gelene efendim gidene paşam diyen bir zihniyet! Mehmet Akif Ersoy ‘Zulmü alkışlaşamam’ başlıklı şiirinde bu tipleri çok iyi analiz etmiştir. Bir satırı şöyledir: Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum? Merhum Akif günümüzde yaşasaydı eminim ki ‘radikal’ olarak tanımlanırdı! Bizim ifademizle o salabetli yani eğilmek bilmeyen ve başkalarının önünde diz çökmeyen bir Müslümandı. Velhasıl 11 Eylül’den sonra İslam dünyasının kimyasını değiştirmek için hummalı bir faaliyet yürütüldü. Yemen’den Pakistan’a kadar medreselerin müfredatı değiştirilmek ve bu yolla işgalci muharipler dost gösterilmek istenmiştir.   Allah için sevmek ve buğz etmek kuralı değiştiriliyor ve yerine ‘bir yanağına tokat atana diğer yanağını da çevir’ kuralı getiriliyordu.  İslami eğitimin kimyası Hıristiyanlaştırılıyordu.

  İsrail’in Kudüs’te ve sair yerlerde Müslümanlara uyguladığı eğitim programı da bundan farksız.  Eğitimin Yahudileştirilmesi ya da İsrail tarzına uydurulması.   Böylede zihinde ve gönülde Kudüs’ün birleşik hale getirilmesi projesi vardır. Ayrılık önce zihinlerde veya gönüllerde işlenir, belirir, başlar. Sonra afaka yayılır.  İngilizler ve Fransızlar geride bıraktıkları eski sömürgelerinde yaptıkları şey gayri Müslimlerle Müslümanlar arasında zihin dünyasında çatlak meydana getirmek, ayrılık tohumları serpmek ve ekmekti.  Zamanla bu tohumlar yeşeriyor ve taraflar birbirine yabancılaşıyordu.  İsrail de tersi formülle eğitim üzerinden Müslüman kafalarla Yahudi kafaları birleştirmek istiyordu. Böylece İsrail’in yaptıklarına itiraz kalmayacaktı. Müslüman, zihin dünyasında Kudüs ve çevresini Yahudi mülkü olarak kabul edecekti.  Eğitim yoluyla ya da Filistinlilerin zihinlerinin çelinmesi, Yahudi eğitimine programlanması yoluyla şehrin birleştirilmesi amaçlanıyordu.  Ucuz ve külfetsiz bir yöntem. Bunun için Yahudi müfredatına geçen veya benimseyen Filistin okullarına İsrail Eğitim Bakanlığı üzerinden bolca fon aktarılıyordu. Böylece öğrencilerin ailelerine mali külfeti azalıyordu. Bunu kabul etmeyenlere ise baskı giderek artıyordu. Okulları ve sıraları yetersiz hale geliyor ve öğrencileri barındıramıyorlardı.  ‘Geri kafalılara’ yeni mekanlar tahsis edilmiyordu.

Devamı: https://www.maarifinsesi.com/egitimin-yahudilestirilmesi-uzerinden-kuresellestirilmesi/

Bu haber toplam 198 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim