Covid -19 salgınından sonra dünya karıştı, allak bullak oldu. Şimdi onun sancılarını yaşıyor. Bazı ülkeler bu arada müzmin istikrarsızlık ortamına yakalandı. Bu da siyasi çalkantıları körüklüyor. Yunanistan ile İsrail buna dair tipik ülkeler. İkisi de ABD'nin ileri karakolu mesabesinde. Önce İngiltere'nin, ardından ABD'nin hizmetine girdiler. Lakin bu aynı zamanda karşılıklı hizmet alışverişi demek. Araplar buna 'tehadüm' diyorlar.
Bu arada Yunanistan, Kurtuluş Savaşı'ndan 100 yıl sonra Amerikan üsleriyle yeniden karşımıza çıktı. İki dönemde de tek ve aynı politikayı izliyor. Kimi akil Yunanlılar da bu gidişten rahatsız. Zira onlar da biliyor ki mikro milliyetçilikler makro hırsları besler. Türkiye ile sürtüşmek mikro milliyetçilikleri tatmin etse de asıl hizmeti büyüklere yapar. Sonuçta askeri maceralar önce sahibine zarar verir. Aleksis Çipras gibi asimetrik politikacılar 'Türkiye ile savaşa tutuşursak yalnız kalırız' demektedir. Bu,'Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan da oluruz' demektir. Yerden göğe kadar haklılar. Sonuç itibarıyla, 1923 yılında İngilizler işgal ettikleri yerlerden çekildi. Vekilleri Yunanistan ile baş başa kaldık. İngiltere milliyetçilik dalgası üzerinden Yunanlıları kışkırttı. Sonuçta İngiltere'nin çıkarları için Yunanlılar "Megali İdea"larını yakıt yaptılar. Bizans İmparatorluğu'nu diriltme hayallerinin peşine düştüler. İngilizler de bu damarı kullandı. Yunanlıları Türklerin üzerine kışkırttılar. Bu düşmanlığın ilelebet sürmesi de bizden ve Yunanlılardan ziyade egemen güçlere yarıyor. İngiltere ve ardından ABD gibi.
Devamı: https://www.fikriyat.com/yazarlar/mustafa-ozcan/2022/07/04/kullanisli-ulke-ya-da-her-devrin-piyonu
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.