• İstanbul 21 °C
  • Ankara 24 °C

Mustafa Özcan: Uzlet ve i’tizal

Mustafa Özcan: Uzlet ve i’tizal

Uzlet sosyal bir olayı, i'tizal ise bir fikri ve felsefi bir tutumu ve bir eğilimi anlatıyor. Uzlet kenara çekilmektir. Genellikle sosyal yapıların bozulması hengamesinde insanın içine kapanmasını ifade eder, akla getirir. Uzletin iki nedeni olabilir. Birisi psikolojik diğeri ise sosyolojik. Psikolojik neden insanın bazen kendini yetersiz ve toplum için de bir yük olarak kabul etmesi ve görmesi halinde, içine kapanarak kemalatını tamamlama arzusudur. Özüne dönme suretiyle salih veya kamil insan olma çabasıdır. Uzletin ikinci nedeni de sosyal yapının bozulmasına yönelik bir refleks, mukabele halidir. Sosyal bozulma nedeniyle içinin kararmaması için veya çürüme, bozulma endişesiyle kenara çekilmektir. Uzlet Arapçada kaynaşmanın yani ihtilat/muhalatanın karşılığıdır. Zorunlu hallerde tavsiye edilmiştir. Esas olan topluma katılmak ve kaynaşmaktır. Lakin bu kaynaşmadan, fikren ve dinen zarar göreceğini zannı galip ile hissediyorsa bu durumda toplumdan uzak durması evladır. Uzlet kenara çekilmek veya kabuğuna çekilmek i'tizal ise ayrışmaktır. Uzlet sufilerin yoludur ve İbnü'l Cevzi, 'Saydu'l Hatır/Düşünce Avı 'isimli mev'ize kitabında bunun faydalarını ve zevkini anlatmıştır. Uzletin zevki katılım veya kaynaşmanın zevkinden çok dana fazladır. Uzlet kökeninden gelen i'tizal ise toplumla ilişkiyi kesmek daha doğrusu ayrışmaktır. Bunun da Gazali'nin ifadesiyle olumlu veya olumsuz yönleri vardır. Vasıl Ata'nın Hasan el Basri meclisinden ayrılmasına i'tizal denmiş ve bu hareketten kaynaklanan çığıra da daha sonra Mutezile adı verilmiştir. Zaman zaman peygamberler toplumlarından ayrışmışlardır. Hazreti İbrahim Aleyhisselam ve Yedi Uyurlar ( Mağara dostları) toplumlarını terk ederek mağaraya sığınmışlardır. Kur'an onlardan ashab-ı kehf yani mağara arkadaşları olarak bahsetmektedir. Keza İbrahim Aleyhisselam da putları kırdıktan sonra olmalı mağaraya gitmiş ve orada kainata bakarak kendisini aramıştır. Yaşadığı dünyayı anlamlandırmaya çalışmıştır. Eflatun'un düşünce mağarası olsa olsa Hazreti İbrahim'in mağarasının yanında kötü bir kopya olabilir. Yıldızlara ardından güneşe perestiş etmiş yani onları takdis etmiş lakin birer ikişer battıklarını görünce 'ayıkmış' ,'batanları sevmediğini' söylemiştir. Yani fani olanlara bel bağlamamıştır. Bakiyi aramıştır. Putların kendilerine faydası olmadığını görünce putları kırmış ardından da yıldızları terk etmiştir. Hazreti İbrahim putları, yıldızları (mecazi anlamda) ardından da onlara tapan ( putları ve gök cisimlerini ilah edinen Mendai/Sabiileri) toplumu terk ederek Filistin üzerinden Mısır ve onun üzerinden de Hicaz'a varmış ve gittiği topraklarda haniflik üzerine mabetler kurmuştur. İslam tarihi içinde Hazreti İbrahim'in serüvenine benzeyen serüvenlerden birisi de hiç kuşkusuz Selman-ı Farisi'nin engin deneyimi ve arayış dolu hayatıdır. O da hakperest olarak hakkı bulmak için diyar, diyar gezmiştir. 

Devamı: https://www.fikriyat.com/yazarlar/mustafa-ozcan/2020/05/28/uzlet-ve-itizal

Bu haber toplam 222 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim