Mustafa Özcan'dan: Fino kudurdu

Suriye ve Irak’taki gelişmeler üzerine Neoconlar ve çırakları çıldırdı. Bunlardan birisi olan 'Bush’un finosu’ lakaplı Tony Blair adeta çılgına döndü. Ali Kemal’in torunu Boris Johnson’a göre, ötesinde kudurdu. Zaten kuduruğun tekiydi. Bütün güzel ve insani kavramları kendini parlatmak için kullandı ve kurban etti. Walker Bush ile karşılaştıktan sona hakiki şahsiyetini buldu ve ona büründü. Üçüncü yolun yerine İslam’ın en büyük düşmanlarından birisi kesildi. Neocon zümrenin maşası haline geldi. Adeta şahsında Thatcher yeniden dirilmiş oldu. Hâlbuki Thatcher muhafazakâr sağı kendisi ise yeni solu temsil ediyordu. Lakin Thatcher-Reagan beraberliği, kendisini Blair-Walker Bush ortaklığında yeniledi. Suriye ve Irak’ta Sünni İslamcıların ortaya çıkmasından sonra dengesini kaybetti. Yeniden sağa sola sataşmaya ve naralar savurmaya başladı. Mursi’nin devrilmesini ve Sisi’nin darbeyle başa geçmesini alkışladı. Suriye’nin kötünün iyisinin Beşar Esad’ın kalması olduğunu söyledi. Musul’daki gelişmeler üzerine Dick Cheney ile birlikte yeni haçlı saldırısı aklına düştü. Bununla birlikte, tilkiliği artık maskaralık konusu oldu. Açıkça diktatörlere sahip çıkmaktan çekinmeyen Blair diktatörlere şapka çıkartıyor onları İslam dünyası için çözüm olarak takdim ediyor.  Diktatörlerin İslam ideolojisini takip edenlere karşı en azından dini alanda ötekilere karşı daha hoşgörülü olduğunu ileri sürüyor. Dini hareketlerin veya İslamcı ideolojilerin ise katı ve hoşgörüsüz olduğunu ve başkalarına hayat hakkı tanımadığını ileri sürüyor. Anlayacağınız bildik nakaratlar!

*

Acaba tanımladığı sevimli diktatörler arasına kimler giriyor? Cami dışında teravih namazı kılınmasını yasaklayan İslam Kerimov bu hoşgörülü diktatörlerden birisi olabilir mi? İslam Kerimov yönetimi gölgesi altında Özbekistan’da Ramazan ayında Müslümanların toplu halde iftar açmaları, cami dışında cemaatle teravih namaz kılmaları ve Kur’an-ı Kerim okumaları yasaklandı. Bu uygulamalar komünizm yadigârı veya söz konusu dönemden kalma uygulamalar.

Merhum Meryem Cemile’nin ifade ettiği gibi, komünizm döneminde Rusya’da ateizm propagandası katlanmakta ve ramazan ikliminin havası bu suretle gölgelenmeye ve feyz ve bereket ayı söndürülmeye çalışılmaktadır. Diktatörler dini camiye kilitliyorlar. Peki! İhtiyaca göre, yeni cami yapılmasına ve kontrollü bir biçimde dinin gelişmesine de müsaade ediyorlar mı? Ne gezer! Blair, İslam’ın teokratik bir damar taşıdığını ve dünyayı önüne katıp silip süpürdüğünü ve önünde hiçbir engelin kalmadığını söylüyor. Sanki Bernard Lewis’in 2014 versiyonu! Dünya için alarm zilleri çalıyor.

*

Bloomberg Araştırmalar Merkezi’nde konuşan Tony Blair İslamlaşmanın (esleme/Islamization) sınır tanımadan yayıldığını ileri sürüyor. Mazlum Müslüman coğrafyayı veya Müslümanların mezalime uğradığı coğrafyayı görmek ve değinmek yerine Nijerya, Mali, Orta Afrika’da aşırı İslami hareketlerden bahsediyor. Hâlbuki Orta Afrika Cumhuriyeti’nde Müslümanlar hasbelkader iktidara gelmişler lakin Batı’yı arkasına alan yerli haçlılar kudurmuşlardı ve Müslümanları kıyıma uğratmaya ve katletmeye başladılar. Aşırılık hangi kampta veya cenahta acaba? Bu ülkede Müslümanlar bir zamanlar Bulgaristan’da olduğu gibi isimlerini bile izhar edemiyor, uluorta kullanamıyorlar! Hıristiyan adlar arkasına sığınıyorlar! Nijerya’da Müslümanlar Hıristiyan mezaliminden kaçarken yüzlercesi feribotlarda ölüyor. Burma’da Müslümanların ismine ve varlığına bile tahammül edemiyorlar. Blair hangi dünyada yaşıyor? Sri Lanka’da ise Budistler Müslümanlar hakkında hoşgörülü olan kendi rahiplerine bile acımıyorlar. Müslümanların talihsizliği hâlâ Blair tipli liderlerin dünyanın en büyük kitlesi hakkında bu tür uluorta kışkırtıcı beyanatlar verebilmesidir.  Müslümanların caydırıcılığı Yahudiler kadar bile yok. Blair’in cesareti Müslümanların gevşekliğinden ileri gelmektedir. Müslümanlara karşı zulüm, cesaretini bu ağızlardan alıyor. Bush’un finoları Blair ve Cheney cezalandırılmadan dünyada Müslümanlara karşı işlenen suçların oranı kabaracaktır. Cezalandırılmayan suçlar patlama yapacaktır.  Cezalandırılmadıkları için Bush, Blair ve Cheney saatli bombalar olarak hâlâ işlevlerine devam etmektedir.

21.06.2014 Milli Gazete