CHP’nin ‘açlığı’ masa ortaklarını da aşarak çayı görmeden çok önce paçayı sıvamasına yol açıyor…
Öyle ki, seçim kazanmadan, kazanacağı da şüpheli bir siyasi parti olarak, bakan koltuklarına kimlerin oturacağı tartışmalarının bu denli yükseldiğini daha önce duymamıştım…
Seçimlerde kendileri dâhil kimin, ne kazanacağı kestirilemezken, üstelik koltukları paylaşacağı daha altı parti mevcutken, bakanlıklar üzerinde toto oynanması nasıl bir politik hırsa denk düşüyor? Açlık oyunları böyle bir şey demek…
Darı ambarında müstakbel bakan isimleri ciddi köşe yazarları tarafından da okurlarla paylaşılıyor. Tabii tuzağa düşmemek lazım. Çünkü isimlerin alenen ortaya sürülüşü biraz da arenaya sürülmek gibidir. Muhalif gazetecilerin/köşe yazarlarının tam da seçime sayılı günler kalmış, kampanyaların en hararetli döneminde ‘iyi olmayacağını’ düşündükleri ve/veya istemedikleri isimleri aslanların önüne atması mümkündür…
BİRİNCİ SIRALAR DIŞ KONTENJANDAN…
Bu köşenin ana teması dış politikada bile CHP’den kimin bakan olabileceğini merak etmedim, kafa da patlatmadım. Çünkü kim gelirse gelsin CHP dış politikasının ne/nasıl olacağını biliyorum. Burada paylaştım da. En ağır ifadelerle…
Nitekim şimdi bu koltuk için adı geçenler fısıldandığında ne şaşırdım ne de garipsedim. Esasen bu kadar yüksek makamdan örneğe de gerek yok. CHP seçmen kitlesinde ve kampanyasında en ufak karşılığı bulunmayan, hatta adı dahi tabanda bilinmeyen kimi vekil adaylarının hangi bölgeden/hangi sıradan tepeye dikildiğini gördüğünüzde, neye hazırlık yapıldığı, nereye mesaj verildiği, bakanlık için de adı geçenlerin liste dışında tutulup, “dışarıya” hangi konuşmaları yaptığına baktığınızda ipuçlarını kolay yakalıyorsunuz. İsim vermeyeceğim elbette ama siz de duyduğunuzda şaşırmazsınız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.