Elbette, belli sorunlarımız var ve Türkiye'mizin milli bağışıklığı, Türk milletinin sabrı, Türkiye'nin kurumlarının direnci bir kez daha test ediliyor. Bu sınavın geçilmesi ise tepkisellikten uzak, rasyonel tercihler yapılmasından geçiyor. Ve o karar dizisi bizi, 2023'e götürüyor.
Peki, bu tespitleri neden ve yeniden paylaşıyoruz?
Açıklayalım...
22 Temmuz 2022. Saat 17.00. Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi.
Dünyanın gözü, kritik imza töreninde...
Ukrayna limanlarından tahıl ve yiyecek maddelerinin emniyetli sevki belgesi imzalanıyor. İmzanın tarafları Türkiye-Rusya ve Türkiye-Ukrayna. Gözetmeni de BM.
Savaşan iki ülke, birbirleri ile imza atamadıkları için ayrı ayrı Türkiye ile mutabakat tesis ettiklerini ve Türkiye liderliğine mutlak güven duyduklarını ilan ediyorlar. Kuşkunuz olmasın ki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın öncülük ettiği, BM Genel Sekreteri Guterres'in uluslararası toplum adına teminat verdiği anlaşma karesinde Fransa Cumhurbaşkanı veya Alman Şansölyesi de olmayı çok isterdi. Atılan imzalar ve küresel mesajı, o derece mühim yani.
Nitekim Genel Sekreter Guterres, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ısrarlı yaklaşımı sayesinde Karadeniz'de umut ışığı yandı. Bu anlaşma sadece taraflar için değil dünya içindir" derken, tam da bu durumu izah ediyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise konuşmasında; milyarlarca insanı açlıktan kurtaracak, küresel gıda krizinin aşılmasına, gıda enflasyonunun frenlenmesine katkı sağlayacak tarihi hamleyi anlatmakla kalmadı, bunun da ötesine geçerek asıl meseleye değindi. Dünyanın neredeyse unuttuğu Rusya-Ukrayna ateşkesi ve adil barış anlaşması! Ukrayna'daki çatışmalar üzerinden Rusya'nın yıpratılması için silah göndermekten yani ateşi körüklemekten başka bir şey yapmayan ülkeler topluluğuna karşı sadece Erdoğan, "Adil bir barışın kaybedeni olmaz" dedi.
Devamı: https://www.sabah.com.tr/yazarlar/muderrisoglu/2022/07/23/istanbulda-bir-imzadan-cok-daha-fazlasi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.