• İstanbul 16 °C
  • Ankara 21 °C

Prof. Dr. Ahmet Kağan Karabulut: Doğru yolda, doğru adımlarla, doğru adamlarla…

Prof. Dr. Ahmet Kağan Karabulut: Doğru yolda, doğru adımlarla, doğru adamlarla…
Yolumuz zor, yolumuz uzun, yolumuz çetin, yolumuz engellerle, dikenlerle dolu… Anadolu insanı için yol, baştan beri hep çetindi, çetin olmaya da devam edecek gibi görünüyor.

Milletin kendi iradesi ile idare edilmek arzusunun gerçekleşmesi idi belki de en çetin yol, müesses nizamın yıkılmaz görünen kaleleri karşısında. Artık “ben kendim gibi olanlarca, kendimden olanlarca, benim gibi inanan, benim gibi yaşayan, benim acılarıma yanıp, benim sevincime ortak olan, benimle aynı sofrada aynı ekmeği, bir sıcak çorbayı, aynı hayalleri, ülküleri, idealleri paylaşanlarca yönetilmek istiyorum…” diyordu kısacası. Aynı dün olduğu gibi bugün de dünyada belirleyici bir güç olmak, mazlum milletlere umut olmak, adaleti yeryüzüne hâkim kılmak gibi unutulmaya yüz tutmuş, üzeri küllendirilmiş arzularını tazeleyecek, gün yüzüne çıkaracak, bu kutlu hedef uğrunda “can vermeyi cana minnet bilecek bir şuur”a erişmesine vesile olacaklarla kol kola girmeyi diliyordu.

Bir ölçüde bunlar gerçekleşme yoluna girmeye başlamış, başı önüne eğik, tarihi ve geçmişiyle küs ve yabancı insanımızda yeniden bir ümit ve şevk oluşma aşamasına gelinmişti. Elbette ki on yıllarca açlığa, yoksulluğa, yolsuzluğa ve ilkesizliğe mahkûm edilmiş bir toplumun bir anda sihirli bir değnek değmişçesine bu durumlardan kurtulması ve kaderini değiştirmesi de beklenemezdi. Ancak bu yoldaki samimi gayretler netice vermeye başlamış, kaybolan özgüven yerine gelmiş, kendi silahlarını üretebilen bir ülkede dışa bağımlılığı azaltma yoluna girilmiş, bölgesinde ve tarihî mirası üzerinde belirleyicilik iddiasına sahip olma potansiyelinde bir devlet şekillenmeye başlamıştı. Bu durum bu ülkenin gelişmesine ve büyümesine, bölgesel ve küresel bir güç olmasına sıcak bakmayan güç odaklarının elbette ki dikkatinden kaçmamıştı. Ve hemen tedbirlerini almaya koyuldular…

Yüzyıllardır uyguladıkları klasik denebilecek oyunlarını devreye sokmakta hiç de gecikmediler. Zaten “aynı delikten ısırılmaya” alışkın, hatta teşne olan yapımızın da zaaflarını kullanarak senaryolarını devreye soktular. Önce insanımızın arasını açmak, birbirine düşman etmek, içerden parçalamak gerekiyordu. Hani Eba Müslim Horasanî’nin dediği bir kez daha gerçekleşsin diye. Gereken tedbirleri zamanında alamadık maalesef. Bu noktada bu muhteşem sözü bir kez daha hatırlayalım dilerseniz; “Onlar zararlarından emin oldukları için; dostlarını uzak tuttular.

Kendilerine bağlamak ve kazanmak için de; düşmanlarını yakınlaştırdılar. Yakınlaştırılan düşman dost olmadı. Ama uzaklaştırılan dost düşman oldu. Herkes düşman safında birleşince yıkılmaları mukadder oldu”.

15 temmuz ihaneti ile sonuçlanan süreçte bir kez daha gördük ki; yol arkadaşlarımızı iyi seçmeli, yola çıktıklarımızı, kader birliği yaptıklarımızı yolda bulduklarımızla değişmemeli, diğer taraftan yolumuzun gerekleri ile uyuşmayan, yoldan çıkan, yolun kutsiyetine halel getiren, yolu araç olmaktan çıkarıp amaç haline koyan, bizimle yola gidiyormuş gibi yaparken kendine başka başka yoldaşlar edinenlerle zamanı gelince yollarımızı ayırma kararlılık ve iradesini de gösterebilmeliyiz. Bu dün FETÖ idi, bugün başka başka yapılar olabilir. Aman dikkat diyor, başka bir şey demiyorum. Zira paralel devlet yapılanması yakın tarihimizde sadece tek bir yapıyla sınırlı değildir. Kimi zaman masonik yapılar, kimi zaman şucular, bucular, kimi zaman bazı sivil toplum kuruluşu maskesi ardında gizlenenler hep bu hevesle hareket etmişler, belki de halen etmektedirler. Bu manada kökü dışarıda, dışarıdan talimat alan hiçbir oluşuma geçit vermemek, hak, adalet, hakkaniyet, ehliyet, emniyet ve liyakat ölçülerinden şaşmamak bizi yönetenlerin boynunun borcudur. İlahi emirlerle şekillenen bu hususlardaki hassasiyetlerin önüne siyasi parti tarafgirliğini, cemaat, cemiyet, tarikat, STK vs. gibi aidiyet ve mensubiyetleri geçiren ve bu saiklerle hareket edenlere sorulacak tek soru ise şudur; siz ahirete iman gerçekten ediyor musunuz*

Devamı: https://www.maarifinsesi.com/dogru-yolda-dogru-adimlarla-dogru-adamlarla/

Bu haber toplam 259 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim