• İstanbul 13 °C
  • Ankara 10 °C

Prof. Dr. Ahmet Yıldırım: Depremin Ortaya Çıkardığı ve Hatırlattığı İrfân

Prof. Dr. Ahmet Yıldırım: Depremin Ortaya Çıkardığı ve Hatırlattığı İrfân
Depremle irfanın aynı cümlede yer almasının alakası sorgulanabilir. Depremin ortaya çıkardığı tezahürlere ve sonuçlara baktığımızda bunların ancak sahip olunan bilgi ve irfanla olabileceğini söylemek mümkündür.

 Deprem bir tabiat hareketiyle birlikte insanın gönül dünyasında olumlu veya olumsuz gibi gözüken derin izler bırakan sünnetullaha dayalı bir olaydır. Yerine göre sorumlulukları hatırlatan ibret, imtihan, dersler çıkarılabilecek uyarı, duruma göre yıkım gibi gözükse de maddi ve manevi olarak yapılması gerekenlere yönelme ve manevî birtakım ikramlara nail olunabilecek hadise olarak da görmek mümkündür. Ancak burada ilim, irfân akıl ve firâset ehli olan Hz. Ömer’in (r.a.) şu tespiti önemlidir. Hz. Ömer(r.a.) döneminde bir deprem meydana gelmişti. Bu esnada Hz. Ömer (r.a.) şöyle dedi: “Ey İnsanlar! Bu deprem sizin yaptığınız bir davranış sebebiyle değildir. Canımı elinde bulunduran Allah’a yemin ederim ki şayet bir daha tekrarlarsa sizi burada iskan ettirmem.” Hz. Ömer (r..a.) bu sözleriyle depremin Allah’ın arzında bir doğa ve jeolojik bir olay olduğuna ve buna göre tedbir alınması gerektiğine işaret etmektedir.  

Bütün bu yönleriyle deprem fıtratımızda yer alan, bilgi ve irfanı hatırlatmakta ve ortaya çıkarmaktadır. Sözlükte irfân kelimesi “bilmek, tanımak, kavramak” anlamlarına gelmekle birlikte, insanın ilim yolculuğunda bilginin derinliklerine ulaşması, nefsine, eşyaya, varlığa ve âleme bu pencereden bakmasını da “irfan” adı verilir. İmam Gazali’nin deyimiyle ilim, ateşi görmeye; irfan ise o ateşle ısınmaya benzer. Marifet ve irfanın başlangıcı ilimdir. Nitekim arifler, “ilimsiz marifet muhal, marifetsiz ilim vebaldir” demişlerdir. Tabii ki bu noktadan baktığımızda bilgi, irfan ve medeniyet konusu sahip olduğumuz İslam Medeniyetiyle ilgili bir konudur. İslam Medeniyeti bir ‘ilim’ medeniyeti olduğu kadar, aynı zamanda bir ‘irfan’ medeniyetidir. Çünkü İslam Medeniyetinin en önemli kaynakları Kur’an-ı Kerim ve hadislerle birlikte beşeri unsurlardır. Kur’an-ı Kerim’in bilgiyi ifade etmede bizlere sunduğu en temel iki kavram olan ‘ilim’ ve ‘irfan’ anlamına gelen ‘marifet’, birbirinden ayrı ve bağımsız olarak düşünülemez. İlimsiz bir irfan, tek başına bizleri maksada ulaştıramayacağı gibi, irfana dayanmayan bir ilim de her zaman eksik kalmaya mahkûmdur. Bu yüzden bilginin içselleştirilmesi, insan derununda bir mana kazanması, hazmedilmesi, pratiğe aktarılması, kısaca ilmin irfana dönüşerek gönüllerin kemale erdirilmesi gerekmektedir. Nitekim Resûlullah’ın (s.a) ‘Allah’ım faydasız bilgiden sana sığınırım.’ (Nesai, İstiaze, 64.) hadisi, irfan geleneğimizde ‘İlim, ilim bilmektir. İlim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsin ya nice okumaktır?’ şeklinde karşılık bulmuştur. Şu hadis bu noktada depremin ortaya çıkardığı irfanla ilgili çok önemli anlam ifade ettiğini düşünmekteyiz:  

Devamı: https://www.maarifinsesi.com/depremin-ortaya-cikardigi-ve-hatirlattigi-irfan/

Bu haber toplam 272 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim