• İstanbul 20 °C
  • Ankara 21 °C

Rahim Er: KARŞI DEVŞİRME ETKİNLİĞİ

Rahim Er: KARŞI DEVŞİRME ETKİNLİĞİ
Türkçede "devşirme" dendiğinde Yeniçeri hatırlanır. Ocağın aslı, "devşirme sistemi"ne dayanırdı.
Savaşlarda devşirilen çocuklar, İslâm akaidi ve Türk örfüyle yetiştirilerek milletimizin yüksek dâvâ ve değerleri uğruna can verebilen bahadırlar hasletine kavuşturuldular. "Ülkeler oraların çocukları eliyle fethedildi" denebilir.
Çocuk yaşta asker ocağına kaydedilenler, civanmert yaşa geldiklerinde öylesine özenli bir eğitimden geçmiş olurlar ki artık halis Müslüman ve bugünkü ölçülerle baktığımızda tam bir Türk’tür. O yiğitler, î’layı kelimetullah için asırlar boyu zaferden zafere koştular.
Yeniçeri Ocağı’nın bozulmasıyla devletin gerilemeye başlaması eş zamanlıdır. Ocak, 1826 yılında Sultan II. Mahmud tarafından lağvedildi. Bazı tarihçiler, "ortadan kaldırma yerine ıslah edilse daha isabetli olurdu" derler. Bu görüşlerindeki en büyük dayanak, Yeniçerinin yok olması üzerine arka arkaya büyük mağlubiyetlerin yaşanmasıdır.
Son dönemi hariç tutulursa Yeniçeri, 5 asır gibi bir büyük zaman boyunca Avrupa ortalarına kadar girerek haçlı ordularına kök söktürmüş, düşmana dehşetli mağlubiyetler tattırmıştır. 
Yeniçeri Ocağı, topa tutulup çökertildikten az bir zaman evvel Harput’ta misyonerlik faaliyetleri başlar. Tarih, 1803’tür. ABD, Harput’ta Fırat Kolejini açacak, kısa süre zarfında imparatorluğun belli başlı merkezlerine Amerikan, İngiliz, Fransız, Alman, Avusturya mektepleri kurulacaktır.
Bir taraftan bu mektepler, faaliyete başlarken diğer taraftan "oryantalist" de denen şarkiyatçılar ülkenin çehresini değiştirme, beyinleri yıkama faaliyetine başlarlar. Muallim, tüccar, müsteşrik, arkeolog… her biri ayrı koldan imparatorluk üzerinde çalışarak bir asırlık bir faaliyetten sonra Büyük Devlet’i tasfiyeye hazırlar, zorlar ve Lozan’da masaya oturturlar.
Memleket çocuklarının zihni, albenisi yüksek yabancı okullarda farklı şekilde yoğurulurken diğer tarafta Erken Cumhuriyet Dönemi uygulamalarında boşluklar bırakıldı. Osmanlı devlet ve millet hayatı, asker, adliye, medrese, maliye, dâhiliye, hariciye üzerinde yükseliyordu. Bunlardan ilk ikisi ordu ve yargıdır. Üçüncüsü ise üniversitedir.
 
Bugünkü deyimle üniversite, örgün eğitimdir. Buna mukabil bir de yaygın eğitim vardır. O da Dergâhtır. Günümüzde ekranlarda ve politika kürsülerinde sabah-akşam öfkeyle dile getirilen "tarikat-cemaat" sosyolojik ve dini gerçeğinin aslı o dergâhlardır. Bu milletin beşerî irfan ve ulvî irtifalar kazanmasında o mübarek dergâhların büyük payı ve hakkı vardır. Dünkü hayatımızda Ahmed Yesevi, Yunus Emre, Hacı Bektaşı Veli, Hacı Bayramı Veli gibi binlerce, hatta on binlerce dergâh ulusu, tarikat mürşid veya mensubu, tasavvuf eğitim ve terbiyesi olmasaydı bugün acaba nerelerde olurduk diye düşünmek vazgeçilemez bir doğrudur. Mezhepler, mektepler, medreseler… halkı, hukuk ve ilim yoluyla yetiştirirken dergâhlar da köyden şehre bütün bir memleketi gönül yoluyla olgunlaştırıyordu. Bu dergâhlar Erken Cumhuriyette kapatıldı.
 
Şu manzara görülüyor olmalı; bir asır evvel devlet eliyle Yeniçeri Ocağı lağvedilmişti. Bir asır sonra yine devlet eliyle dergâhlar ve bağlı kuruluşların kapısına kilit vurulmuştu. Bu bir bakıma şunun da yansımasıydı. Bir asır evvel II. Mahmud, sarığı kaldırıp fesi getirmişti. Düşüş, şeklî değişikliklerle telafi edilecek zannedilmişti. Aynı zan bir asır sonra tekrar edecekti. Mustafa Kemal de fesi kaldırıp şapkayı mecbur tuttu. II. Mahmud’a bir kısım ahali "gâvur padişah!" deme cür’eti gösterdi, bir asır sonraysa şapka giymeyen canından olabildi.
Bu haber toplam 117 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim