O, kendisini İslâm’ın dirilişine adamış; kalemini İslâm’ın emrine vermişti. Müslüman’ca tefekkür ve sanatın ideal örneğini gösterdi bize! “Bu çağdan ve bu çağın insanından sorumluyuz” derdi. Bedelini ödeyerek, sorumluluğunu hakkıyla yerine getirdiğine inanıyorum.
Yazmadan önce kütüphanemdeki eserlerini masamın üstüne koydum. Kitaplarını karıştırdım; okuduklarımı gözden geçirdim. Böylesine “zirve” sanatçıyı nasıl anlatabilirdim? Yazmaya cesaret edemedim. Ali Haydar Haksal kardeşimi aradım. Taziyelerimi sundum. Tereddütlerimi anlattım. Onu hayırla andık. Destanlık mücadelesini konuştuk. Ali Haydar Bey yazmak için beni cesaretlendirdi.
Devamı: https://www.milligazete.com.tr/makale/8417717/sakir-tarim/sezai-karakocun-ardindan
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.