• İstanbul 18 °C
  • Ankara 21 °C

Salih Kılınç: Bir Takım Baylar ve Bayanlar

Salih Kılınç: Bir Takım Baylar ve Bayanlar

BAY M.

Birisi “Hişşt” dedi. Sonra bir kez daha… Herhalde bana dememiştir diye düşündüm. Hayır, bendim bu hişt’lerin muhatabı. Artık “birisi” olmaktan çıkan kişi bana “Sen Sait Faik’in ‘Hişt Hişt’ hikâyesini bilmez misin!” deyince, hemen bilirim de diyemedim, bilmem de. Biri bana ansızın bir şey sorarsa hızlı düşünemiyorum. Mesela bana okuduğum kitabı sorun, cevap vermem için en az otuz saniye gerekli. Düşündüm ve bilmediğimi söyledim. “Okursun o zaman” dedi ve gitti. Asansörü gelmişti. O gittikten sonra odama geçip öyküyü okudum. Daha önce okumamıştım sanki. Ya da okumuştum da hatırlamıyordum. Sadece onu değil yazarın başka hikâyelerini de okudum. Havuzbaşı’nı örneğin. Kısa günün kârı saydım okuduklarımı. Zaten ben, onun tavsiyelerini hep, bir kazanım olarak gördüm. Tavsiye almaktan hiç gocunmadım. Turgut Uyar’ın Divan’ını, İsmet Özel’in 80’lerdeki bir yazısını, Süleyman Çobanoğlu’nun bir şiirini, İsmail Kara’nın bir anekdotunu hep sayesinde bildim. Minnettarım…

 

BAYAN Z.

Sinirli olduğu söylenirdi. Bence hiç değildi. Belki sadece hak edenlere hak ettiği dilden konuşuyordu denebilir. Yıllar sonra geriye dönüp bakınca idealist öğretmen tanımına en fazla uyanlardan biri olduğunu görüyorum. Edebiyat öğretmeniydi. Hafta sonu yurttan evci çıkma imkânı olmayan bizleri toplar; tiyatroya, gezilere götürürdü. Koca Sinan, Palto ve adını şu an hatırlayamadığım pek çok oyunu onun sayesinde gördüm. Sanatın, edebiyatın zevklerini bana tattıran, saatlerce kütüphanede kalmanın, bir başına kitaplara dalıp gitmenin saadetini bana öğreten bir hocamdı. Okulun servisini bu geziler için ayarlayan, bilet temin eden, bize sadece yediğimiz öğle yemeğinin (kır pidesi-ayran) parasını ödeten (eminim biraz varlıklı olsaydı yemeği de o ısmarlardı. Ama kıt kanaat geçindiğini, bir maaşından başka geliri olmadığını bilirdik), bize Cemal Reşit Rey, Muammer Karaca, İstiklal Caddesi, Taksim, Üsküdar gibi mekânları/yerleri gösteren, selatin camilerini gezdiren, bize büsbütün bir İstanbul bilgisi, görgüsü aşılayan bir muallimdi. “Muallim” dediğime bakmayın, bunlar 90’lı yıllarda oldu. Biliyorum, böyle öğretmenler günümüzde de vardır ve çoktur. Ama bu, yazıya benzemeyen yazıyla ben, bana emek veren bazı büyüklerimi selamlamak, onlara hürmetlerimi sunmak istiyorum. Ankara’dan Bay U. ile devam edelim…

Devamı: https://www.insaniyet.net/bir-takim-baylar-ve-bayanlar/

Bu haber toplam 124 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim