• İstanbul 13 °C
  • Ankara 12 °C

Selahaddin E. Çakırgil: ‘Kökü mâzide olan âti' olmak yerine, ‘köklerinden kopuk bir yeni tarih anlayışı'..

Selahaddin E. Çakırgil: ‘Kökü mâzide olan âti' olmak yerine, ‘köklerinden kopuk bir yeni tarih anlayışı'..
Hatırlanacağı üzere, aralarındaki bir atışmada, Ziya Gökalp, Yahyâ Kemâl'e, 'Gözün mâzidedir, âti değilsin..' der. Yahyâ Kemâl ise, 'Kökü mâzide olan âtiyim..' karşılığını verir.

 Evet, kökü mâzide, /geçmişte olan ve amma 'âti'ye, geleceğe yürümeye azimli olmak.. Aslolan bu olmalıdır, herhalde..

Ama, bizim son 100 yıllık tarihimiz, 1919'dan başlatılmıştır. Halbuki, ondan öncesinde de, doğrusuyla- eğrisiyle, asırları devirip gelmiş muazzam bir mâzi vardır.

26 Ocak günü İstanbul Teknik Üniversitesi' (İTÜ)de Prof. Nevzad Kor Hoca'ya 'Üstün Hizmet Ödülü' verilmesi için yapılan bir tören vardı.

Nevzad Hoca, 90 yaşında.. Haliyle yaşlanmanın bir takım emârelerini taşıyordu, ama, dikkat ve zekâsı ve hâfızası, maşallah pırıl-pırıl..

Söz konusu törene, TBMM'nin önceki başkanı İsmail Kahraman ve eski Orman ve Çevre Bakanı Prof. Veysel Eroğlu olmak üzre kalabalık bir katılım vardı.

Konferans salonunun duvarlarında İTÜ'nün kuruluşunun 250'nci yılında olduğumuzu hatırlatan flâmalar.. Sultan 3. Mustafa zamanında 1773'de açılmış.. Böyleyken, illâ da gerekli idiyse, o flâmaların yanına konulması gereken bir resim veya fotoğrafın 3. Mustafa'ya aid olması gerekirdi. Ama, öyle olamıyor bir türlü.. Çünkü, resmi, ismi, büstü ve heykeliyle, varsa- yoksa, bir 'tek kişi' adına idame ettirilen bir 'tahakkümcü sistem ve anlayışı' henüz de devam ediyor.. Nitekim, İTÜ'nün kuruluşunun 250. yıldönümü flâmalarının yanında, 250 yıl öncesini hatırlatacak isim- resim veya çizgiler olmalı değil miydi? Ama, öyle olmamıştı. Bu konuyu mırıldandığımda, yanımdaki birisi, kulağıma, 'Yanlışlık olmuş, Sultan 5. Mustafa..' diye fısıldadı..

İTÜ gibi büyük bir üniversitenin 250 yıllık geçmişinin, o flâma sallandırmaların ötesinde olması beklenirdi. Hattâ, merhûm Prof. Fuâd Sezgin Hoca'nın çalışmalarından istifadeyle, o 250 yıllık geçmişin, ilk 150 yılında ne gibi ilginç çalışmalar yapıldığı da anlatılabilirdi.. Keza, Sultan 4. Murad zamanında ilk uçma denemelerini gerçekleştirdiği bilinen Hezarfen (bin hünerli) Ahmed Çelebi'nin çabalarının resimli olarak anlatan panolar sergilenemez miydi?

Aynı şekilde, Lagari Hasan Çelebi'nin denemeleri de.. Keza, Mart-1785'de de, İranlı bir fizikçinin, Osmanlı sultanı huzurunda balonuna iki Osmanlı vatandaşını da alarak 120 km. uçup Bursa'ya iniş yaptığı, Bursa halkının bu durumdan dehşete kapıldıkları; 1789'da da, Osmanlı'nın Polonya Elçisi İbrahim Paşa'nın Varşova'da balon uçuşu yaptığı gibi bilgilerin sıhhati ve bu yöndeki benzer çalışmalar, bu 250. yıldönümünde, İTÜ'ye yakışmaz mıydı?

Aynı şekilde, 1800'lerin başında da, Of kazâsından Veli Direko'nun da arkadaşlarıyla bir planör yapıp kullandıkları, bilinmektedir. (Yılmaz Öztuna ve arkadaşlarının yazdıkları 'Havacılık tarihinde Türkler, Hv. Basım ve Neş. Md.lüğü, Ankara-1997, s.88)

Bu programın ayrı bir tarafı daha var..

Program, sunucunun, '.... ve silâh arkadaşları ve şehidler için 1 dakikalık saygı duruşu' çağrısındaki klişe sözlerle başladı.

Devamı: https://www.star.com.tr/yazar/koku-mazide-olan-ati-olmak-yerine-koklerinden-kopuk-bir-yeni-tarih-anlayisi-yazi-1764914/

Bu haber toplam 123 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim