Macron’un bundan sonraki iddiası da oldukça ilginçti. Macron, Bakû’nun Ermenistan sınırlarını tehdit ettiğini de ilave etti. Bu iddiaların ardından tehdit de içeren bir cümlenin gelmesi şaşırtıcı değildir: “Fransa, Ermenistan’ın toprak bütünlüğü konusunda çok dikkatlidir”. Birbirini takip eden bu üç cümleden hareketle Fransa’nın Güney Kafkasya’da meydana gelen olaylarla ilgili siyasî konumunu veya psikolojisini tahlil etmek mümkündür. Macron’a göre asıl gündem Ermenistan’ın toprak bütünlüğü imiş. Macron bu açıklamasında Rusya’nın Bakû ile “suç ortaklığı” yaptığını gündeme getirirken Türkiye’nin ise her zaman Azerbaycan’ın eylemlerinin destekçisi olduğunu sözlerine ekledi.
Macron’un konuşmasından öne çıkan ifadeler Fransa’nın genel olarak Güney Kafkasya’da meydana gelen olaylarla ilgili tutumunu açık bir şekilde ortaya koyuyor. Buna göre Fransa, Azerbaycan topraklarının otuz yıl boyunca Ermeniler tarafından işgal edilmesini bir sorun olarak görmüyor. Aynı şekilde Azerbaycan’ın bu işgale son vermesi karşısında da sessiz kalıyor. Bu sessizlik farklı şekillerde yorumlanabilir. Fakat Fransa’nın işgalin sona erdirilmesinden memnun olmadığı çok açıktır. Azerbaycan’ın işgale son vermesiyle ilgili olarak Rusya’yı suç ortaklığı ile itham etmesi ilginç bir tablo ortaya koyuyor. Macron’a göre ortada Azerbaycan tarafından işlenen bir suç var ve Rusya da buna ortaklık etti. Türkiye ise zaten her zaman Azerbaycan’ın eylemlerine destek vermektedir. Macron’a göre Türkiye de bu eylemlerden sorumludur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.