Şiire, sözün gücüne hayatını adamış kişilerin cümlelere olan hâkimiyeti ve inancı, ortaya koydukları eserleri ve çalışmaları ile daha bir anlam kazanır. Söz ki gücü oranında etkili olur. Yol değiştirtir söz, yordam öğretir. Hayata düzen verir sözün özü. Böylesine bir etkiye sahip olan edebiyatın her alanında kendini bu yola adayan kişilerin çalışmaları etkisini her zaman sürdüren bir güce sahiptir.
Hicabi Kırlangıç, hem bir akademisyen olarak hem de edebiyatın içinde sürekli yer alan bir isim olarak görüşleri dikkatle izlenen, ortaya koyduğu eserleriyle de çalışmalarını pekiştiren önemli bir isim. Hâlen Türkiye Yazarlar Birliği genel başkanlığı görevini yürüten Hicabi Kırlangıç, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde de öğretim üyeliği görevine devam ediyor.
Şiir, hayattan kaçtığımız bir sığınaktır
Söyleşilerin öğretici bir yanı olduğuna inanırım. Sorular ve cevaplar insanın önünde öylesine ufuklar açabilir ki, zenginleştirilmiş bir içerikle kendinizi kavramlar havuzunun içinde bulabilirsiniz. Yeter ki söz sahibi işinin ehli olsun. Türk Dili dergisinin Ağustos sayısında yer alan Mehmet Öztunç’un gerçekleştirdiği Hicabi Kırlangıç söyleşisi, şairin şiirleri, şiir dünyamız, Türk ve dünya edebiyatı üzerine notlar ve Yazarlar Birliği gibi geniş bir yelpaze sunuyor okuyucuya.
Şiir üzerine özellikle şiirle ilgilenenlerin bile sürekli olumsuz bir hava estirdikleri bir zamanda Hicabi Kırlangıç, şiire ve şaire dair umut dolu sözler söylüyor. Şairlerin hayattan biriktirdiklerinden şiirler yazdığına ve şiirin hayatın içinde olduğuna dikkat çekerek, şiiri bir sığınak olarak görmenin şairler için bir soluklanma alanı olduğunu ifade ediyor. Sözcüklerin zengin dünyasında zihni aydınlatan bir sığınak olan şiiri, şairlerin beslediğini söylüyor.
Şairler dili onarırlar
Her şeye rağmen, her türlü gelişmenin bizleri kuşattığı yaşadığımız çağda şiire olan ilginin azaldığına dair kırık dökük cümlelere rağmen, Hicabi Kırlangıç, söyleşisinde umut dolu sözlerle şiirin üzerimizdeki esenliğini devam ettiriyor. “Şiirin geleceğinden ümitsiz olmak anlamsız bana göre.” diyor Hicabi Kırlangıç. Bunu da şu sebebe bağlıyor: “Şairler aslında büyük işler başarıyorlar. Mesela hasarlı dilimizi onarıyorlar.”
Garip bir durumdur ki şiirin gidişatından, şairlerden, şiirlerden şikâyetçi olanlar da genelde hep şairlerdir. Hem eleştirip gönül kıran, umut kıran cümleler kurup hem de yeni şiirlerle dergilerde arz-ı endâm eden şairleri anlamak mümkün değil. Durum bu kadar vahimse bir kenara çekilmeyi tercih etmeyip hâlâ beğenmedikleri bir ortama şiirler bırakmayı da izah etmek imkânsız. Hicabi Kırlangıç, şiire karşı umudunu hep diri tutuyor. Şiirin geri çekildiği sözlerine de itibar etmediğini söylüyor.
Şiirden büyük beklentiler içine girmeden, ruha katacağı zenginliği sürekli yeni yaşamlarla besleyerek, şiiri kendi öz yatağına çekerek bir şiirsel dirilişten söz edilebilir. Şair en iyi dizeyi kurmanın uğraşıyla şiirler inşa eder. Bunu yapamasa da bunun umuduyla şiire karşı bilenir. İşte bunun da şiir için bir umut ışığı olduğunu söylüyor; bu uğraşın da şiir için bir kazanç olduğuna dikkat çekerek düşüncesini dile getiriyor: “Bunlar geçip gider, şiir yolunu bulur.”
Şiir kitaplarından, şiirlerinin hangi dünyaların ürünü olduğundan bahseden Hicabi Kırlangıç, uzmanı olduğu Doğu edebiyatından da bahsediyor söyleşisinde. Özellikle çağdaş İran şiiri üzerine önemli noktalara değiniyor.
Devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/21300/siirin-geleceginden-umitsiz-olmak-anlamsiz.html































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.