• İstanbul 23 °C
  • Ankara 27 °C

Süleyman Çelebi’sini bekleyen çağ.

Memiş OKUYUCU

En güçlü fikirler en zorlu zamanlarda ortaya çıkarlar. Bir aşk neşidesi olan Mevlid böyle bir ortamda doğmuş. 1

En güçlü fikirler en zorlu zamanlarda ortaya çıkarlar. Bir aşk neşidesi olan Mevlid böyle bir ortamda doğmuş. 1402 Ankara Savaşından sonra başsız kalan ve 1413’e kadar otorite savaşı yaşanan Osmanlı ülkesinde 1409 yılında Süleyman Çelebi tarafından yazılmıştır. Beslediği yüksek hissiyat ve fikir, ihtiva ettiği sanatlı şiir, beslendiği aşk dolu sineden kuvvetli bir sesleniş ile tüm zamanların gördüğü en güçlü birleştirici aşk yüklü neşidesi halini almıştır. Edebi kültürel kudretiyle, camiye giren ilk Türkçe metin/şiir olma niteliği ile başta Türkiye olmak üzere Türkçe konuşulan coğrafyalarda halen gücünü ve yerini korumaktadır. Mevlid, peygamber sevgisini işleyen dini muhtevalı bir şiir olarak, cemiyetimizin maneviyatını beslemeye, birlik duygusunu pekiştirmeye devam etmektedir.

Dünyayı oryantalist keşiflerle, ticaret yoluyla keşfedip, askeri güçle boyunduruk altına alan, eğitim yoluyla sömürgeleştiren batı, son iki yüz yılda bütün dünya ile birlikte ülkemizde de nerede ise hayatın her kolunda bir sömürge ‘’tortu’’su oluşturup, bırakmış. Ülkedeki eğitim sistemi yoluyla da bu durumu kurumlaştırmıştır. Öyle bir eğitim sistemi ki, şairin ‘’serbest verem ve sıtma, mahpus gümrükte ilaç’’ dediği türden bir hali geriye miras olarak bırakmıştır. Dil, kültür ve kimlik alanında uygulanan yüzyılın soykırımından sonra gittikçe dogmatik ve pozitivist karaktere büründürülen eğitim sisteminden yetiştirilen nesillere zihnî bir teşevvüş(karışıklık) yaşatılmış. Toplum hafızası allak bullak edilmiş. Bu durum düpedüz mankurtlaştırma süreci halini almıştır.

Son zamanlarda ülkemizde yaşanan siyasi gelişmeleri bu cepheden okumalarla daha iyi anlamlandırabiliriz.

Savaş sonrası dönemde eğitim yoluyla iğdiş edilen, hiç bir fikri olmayan, en büyük özellikleri sığlık olan bir topluluktan söz etmekteyiz. Yaşananlar ”urun ha!”, ”söyletmen vurun” türünden linç kültürüyle beslenen mütegallibe(zorba) güruhun son atakları. Türkiye’nin kelimelerle örülü tarihi hafızasını silme operasyonuna ”memur” edilen bu grubu en çok fikir meydanındaki tahammülsüzlükleriyle tanırsınız.

Mahir Ünal hadisesini böyle görmek gerekiyor.

Bir tür tükenmişlik sendromu yaşıyorlar.

Her canlı fikri doğmadan boğmaya çalışıyorlar fakat canlı mevtaya dönmüş idraksizliklerini de görecek durumda değiller. Derman kâr eylemiyor bunlara.

İşte tam buradan bakınca millet sinesinde kaynayan mahşeri görmek gerek.

Devamı: https://www.maarifinsesi.com/suleyman-celebisini-bekleyen-cag/

Bu yazı toplam 306 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim