O, taşın gizemini görmüştü. Yaşamın düğümlerin biliyordu. Düğümlerin yeri belliydi. Görmek gerekiyordu. O, biz okurlara, taşın sırrını gösteriyor, anlatıyor anlamlandırıyordu. Bize sadece o sırrı çözmek düşmüştü.
Kıymetli bir dost kalemini okumak harikaydı. Sizin ruhunuzla muhabbet etme olanağı bulduğum için mutluyum. Ve iyi bir dosttan öylesine değerli şeyler öğrenmenin kıvancıyla yüklüyüm.
Eserimizin ana karakteri iddialı: "En iyi taşı seçmesini de en uzağa fırlatmasını da ben bilirim." diyor. Oturup düşünüyorum. Hiç taş sektirmemiş biri olarak, ustalıkla ortaya koyduğunuz ilk eserinizde anlaşıldığı üzere, geniş okuma kültürünüzle içli dışlı olduğunuz yazma sanatınızın sizi getirdiği noktaya hayranlık duydum. Evet, yine bir uzun cümle kurdum. Uzun uzun cümleler kurduğum eleştirisini bana yönelten ilk dostum değildiniz. İyi ki sizin gibi içten dürüstlüğe sahip dostlarım var. Dost elinden okuma zevkine varmak ne hoş, nicelerini diliyorum.
Devamı: https://www.kitaphaber.com.tr/tas-sektirme-ustasina-taslar-uzerine-bir-mektup-k5531.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.