• İstanbul 19 °C
  • Ankara 22 °C

Teoman Duralı: Canlılar biliminden kaynaklanan yeni bir felsefe-bilime doğru

Teoman Duralı: Canlılar biliminden kaynaklanan yeni bir felsefe-bilime doğru
Madde, Aristo fiziğinde canlı ilkesince biçim kazanırken, Galileo-Newton'unkinde ifâdeleri sınırlayan, her çeşid araştırma için kendisinden hareket edilip sonunda bütün bulguların kendine geri götürülen esâstır.

Yalnızca fiziğin de değil, bilim iddiasını güden, bundan dolayı fiziğin yolundan yürümek zorunda kalan bütün araştırma ile inceleme alanlarının, öyleki bilimselliğe özenen kimi çağdaşöğretilerin temel dayanak noktası olmuştur. Onaltıncı yüzyılda araştırma ile inceleme doğrultularında insan, doğa ile evren kavrayışları ile değerlendirmelerinde meydana gelen köklü dönüşümler, hatırı sayılır bunalımlara yol açmışlardır. Yirminci yüzyıl başlarındaysa, gerek araştırma ile inceleme tutumlarında ve doğrultularında gerekse insana, doğa ile evrene bakışlarda, bunları değerlendirişlerde beliren, her bakımdan görülmedik yepyeni bir manzaradır. Artık bahse konu olan, öncekinin önemli ölçüde değişmiş şekli değil. Apayrı temeller üstünde yükselen bir medeniyet ve onun ürünü zihniyet çerçevesinde yaşıyoruz. Bu medeniyetin zeminini, önceki devirlerdeki gibi, din -felsefe-bilim- zanaat/sanat üçlüsü oluşturmaz olmuştur. Felsefe-bilim kuruluşunun (Fr institution) felsefe yakası gündemden düştü. Bilimse, Galileo-Newton mekaniğinin getirdiği madde anlayışının koymuş olduğu sınırlamaları aşmıştır. Bayağı tuhaf sayılabilecek bir durum belirmeğe başlar: Dindışı, maddeci-mekanikci bir medeniyet ortamında serpilen çağdaş bilim, gittikce maddedışı doğrultularda yol alır olmuştur. Sözünü ettiğimiz bilim, öncekinden, demekki klasik mekaniğe dayanandan, özellikle nesnellik ile cisimlilik kavrayışı bakımından ayrılmaktadır. Galileo-Newton bilim anlayışı uyarınca nesnellik, 'nesne'den çıkan, neşet eden anlamındadır. Nesne, bir 'cism'e aid ölçülebilir, tartılabilir, kısacası nicel tesbitlere dayanan boyutların toplamıdır. 'Gözlemim'e konu olan 'dışım'daki bir cisim, 'benliğim'den bağımsızdır. Yine bir cismin manevî değil de, maddî yapısı var. Çünkü onun, boyuna, derinliğine ölçülebilen boyutları; tartılıp hesaplanabilir ağırlığı, kütlesi ile hacmı bulunur. Bütün bu ve benzer nedenlerle, gerekli şartları yerine getiren her araştırmacı belirli bir cismin boyutlarını ölçüp biçerek, tartarak meslekdaşlarıyla eldeki sorun hakkında tartışıp aynı nesnel sonuçlara ulaşabilmeli. Her olayın yahut sürecin oluşmasını, ortaya çıkmasını sağlayan sayımlanır, çözümlenip ölçülebilir boyutları bulunan etkenleri olmalı. Bu çeşit nesnel dayanaklı positiv etkenler, bilim teorisinde 'neden' ıstılahıyla tanınırlar. Nedenin, nesneye dayanması gerektiği zâten söylendi. Nesneyse, gözlemlenebilir, ölçülebilir, dolayısıyla da boyutları tanıtlanmaya (Fr demonstration) açık şekilde belirlenebilir bir cisimdir. Bir cisim de, hangi unsurlardan oluşursa oluşsun, fizik-kimya yapılışına sâhip değilmi; öyleyse son çözümlemede bir maddî bünyeyi hâizdir. Bu durumda Yeniçağla birlikte gelişen yeni bilim geleneğindeki nedensellik ilkesi, Eskiçağdaki cancı/animiste ve gâyebildirir/teleologique olanların tersine, cisimli (Fr corporel, materiel) ve mekanik esâslara dayanır.

Devamı: https://www.fikriyat.com/yazarlar/teoman-durali/2021/04/13/canlilar-biliminden-kaynaklanan-yeni-bir-felsefe-bilime-dogru

Bu haber toplam 141 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim