Mansur Yavaş cephesi ayrı, Ekrem İmamoğlu cephesi ayrı, Özgür Özel cephesi ayrı Kemal Kılıçdaroğlu cephesi ayrı olarak. Geçmişte hepsi, bir aradaydı, aynı yöndeydi. Şimdi parçalı, ortak değerler yıkıldı, incinmişlikler, ötekileştirmeler itilme, istenmeme olayları, hatta CHP’lilik tartışmaları arttı. Her ne kadar öyle değil diye arada bir birlik mesajları, görüntüleri verilse de. Mesela Özel, İmamoğlu, Yavaş’ın Paris’teki son üçlü fotoğraf karesi gibi.
CHP’liler bu gel-git’lere çok seslilik, normal diyorlar ama bazı sıra dışılıklar olduğu da açık. Özellikle de kurultayda kaybedip koltuğu bıraktıktan sonra diğer eski, önceki Genel Başkanlar gibi kenara, köşeye çekilip, CHP’nin mevcut yönetiminin tam arkasındayım demeyen ve o son fotoğraf karesinde yer almayan Kılıçdaroğlu açısından... O, değil destek aksine bir de sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımlar ya da medyaya verdiği röportajlarla ne kadar kırgın ve üzgün olduğunu hissettiriyor sürekli. Hatta sırtımdan, hançerlendim, yalnız bırakıldım çıkışlarıyla hafiften hesaplaşma mesajı da veriyor bir yandan da...
Bu çok parçalı görüntü nedeniyle de eylül ayındaki tüzük kurultayı CHP açısından tam bir turnusol testi aslında... Kim kimle olacak, saflar nasıl şekillenecek, özellikle de bunu, seçimli kurultaya çevirme hazırlığında olduğu söylenen Kılıçdaroğlu cephesinin gücü ve etkisinin sınanması anlamında...
Devamı:https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/tunca-bengin/chpde-var-misin-yok-musun-oyunu-7167697
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.