Bir vatandaşımız “köyümde tapulu yerime barınmak için yaptığım dam kaçak sayıldı. Şimdi ceza yıkım ve hapisle yargılanıyorum” diyor.
Sema Hanım 64 yaşında ve yüzde 95 engelli ve kas hastası, kız kardeşi ise 62 yaşında ve doğuştan zihinsel engelli, 83 yaşındaki annesi de hasta ve bakıma muhtaç. Kendi tapulu arsalarına bir göz ev yapıyorlar ancak sonuç hüsran. Mühürleme, yıkım kararı ve üstüne bir de ceza kesiliyor.
Bu ve buna benzer çok sayıda örnek var.
Mesele şu; bu insanlar dişinden tırnağından arttırarak aldığı tapulu arsaları için yapı kayıt başvurunda bulunuyor ve kayıt belgelerini alıyor.
Evini yaptıktan sonra ise kaçakçı ve suçlu muamelesi yapılarak fahiş miktarda cezalar kesiliyor, yargılanıyorlar ve evlerine yıkım kararı alınıyor.
Üstelik bu insanların arsalarına alt yapı çekildi, faturaları ödendi. Ancak alt yapı izni veren belediyeler kendi arsasına ev yapan vatandaşları mahkemeye vermeye devam ediyor.
Bugünlerde hemen hepsi mahkemelik, kiminin traktörü haczedildi, kiminin gidecek başka yeri yok ve maalesef intihar edenler bile var. Anlayacağınız belediyelerin denetimsizliğinin faturası vatandaşa kesildi.
Düşünün belediyelerin, elektriğini, suyunu verdiği en önemlisi de emlak vergisi aldığı yapılar için yıkım kararı alması gibi bir garabetle karşı karşıyayız.
Bu mağduriyetlerini kamuoyunda duyurmak için bir araya gelip dernek kurmuşlar. Adı; İmar Yasasına Takılanlar Derneği. Başkanı ise İbrahim Hacıoğlu.
İbrahim Hacıoğlu, oluşan mağduriyet sürecini şöyle anlatıyor;
2018 yılında çıkan imar affı yasasından sonra ülkede yaklaşık 10 milyon kişi bu yasadan yararlanmak için başvuruda bulunuyor.
Devamı: https://www.milatgazetesi.com/yazarlar/imar-yasasina-takilanlar-659/
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.