2008 yılına gelindiğinde bile TBMM’de başörtüsü serbestliğini sağlayacak olan yasa değişikliği oylamaları devam ederken dışarıda 76 sivil toplum örgütü, aklın ve bilimin rehberliğinde vs. diyerek bu hakkın reddi için günlerce eylem yaptı.
Ardından“411 el kaosa kalktı” manşetleri atıldı.
Ardından 14 Mart 2008'deYargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, AK Parti’nin "laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği" iddiasıyla temelli kapatılma davası bile açtı.
AK Parti ise vazgeçmedi.
Tayyip Erdoğan’ın 1 Ekim 2013'te açıkladığı demokratikleşme paketi ile kılık kıyafet yönetmeliğinin 5. maddesinde bir değişiklik yapıldı.
Bu çerçevede kamuda bayan personelin giyimini sınırlandıran ve başörtüsü ile çalışmasını engelleyen ifadeler ve madde yönetmelikten çıkarıldı.
Eski hali; “…görev mahallinde başdaima açık, saçlar düzgün…” şeklinde devam eden madde; “Kadınlar; kolsuz ve çok açık yakalı gömlek, bluz veya elbise ile strech, kot ve benzeri pantolonlar giyemez. Etek boyu dizden yukarı ve yırtmaçlı olamaz. Terlik tipi (sandalet) ayakkabı giyilmez” denilerek değiştirildi.
Yani sadece “baş daima açık” olan kısmı yönetmelikten çıkarıldı gerisi olduğu gibi kaldı. Bu yönetmeliğe birazdan tekrar döneceğim. Zira hâlâ problemli.
AK Parti’nin 60 yıldır çözülemeyen ve her defasında kadınları mağdur eden bu yasağın kaldırılmasında oynadığı rol ve harcadığı emek asla inkâr edilemez.
Geçenlerde CHP Genel Başkanı bu çerçevede bir teklif sunacaklarını ve "başörtüsünü artık tartışma konusunu olmaktan çıkaracaklarını" belirten bir açıklama yapınca olanlar oldu.
Devamı: https://www.milatgazetesi.com/yazarlar/kiyafet-meselesi-bir-ozgurluk-meselesidir-119/
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.