Değişen seyrin Libya’ya bakan yönleri olduğu çok açık. Hafter ve bölgesel destekçileri, yakın zamanda Trablus’u ve Libya’nın batısını ele geçirme stratejisine sahip olamayacaklar. Hükümranlık iddiaları yerini Libya’nın batısı için “karın ağrısı” olma emellerine bıraktı. Hedef ve ölçek düşürdüler. Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan, yani Libya’nın doğusundan özellikle de Sirte-Cufra hattından olmama gayreti içerisindeler.
Tam da bu sebepten Kahire’de mağlup general bir “ateşkes” metni okumak zorunda kalırken, doğuyu bırakmamak için zaman kazanma niyetlerini ortaya koydu. Libya’da maksimalizmin temsilcisi Hafter ve destekçileri BAE-Mısır-Fransa, senelerdir Libya ateşine odun taşıyan, ateşkes çağrılarını reddeden, siyasi müzakere masasından burnundan kıl aldırmadan ayrılan, BM Genel Sekreteri ile görüşürken Trabslus’a saldırı başlatan, Tarhuna başta olmak üzere birçok yerde toplu katliamlar yapan, Sudan’dan ve Rusya’dan paralı askerleri Libya’ya taşıyan, silah ambargosunu sofistike silahlarla delen taraf kendileri değilmiş gibi davranmaya başladı.
Trablus ve çevresinin işgalden kurtulmasının Libya’yı aşan yönlerinin olacağı da çok açık. Şimdiye kadar BM’nin tanıdığı meşruiyeti çiğneyerek darbeci güçlerle eşit taraf gibi konuşanlar, Hafter’i desteklemek için “ama sahada eli güçlü” bahanesinin arkasına sığınanlar, UMH ilerlemeye geçer geçmez “UMH Sirte’den vazgeçip müzakere yapsın” çağrısıyla barış ve istikrar nutukları atmakta.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.