• İstanbul 12 °C
  • Ankara 11 °C

Üreten Nesil Çağı Yönetir

Memiş OKUYUCU

Maarifimiz başta olmak üzere, her alanda sistem, teknik ve metod arayışları ile kendimizi yeniden toparlamakla geçirdiğimiz muhataralı iki yüz seneyi geride bıraktık.

Bu muhtevasını da zaman zaman taklit/tekrar yoluyla sistemimize monte ettiğimiz bir modernleşme dönemimiz oldu.

Maarifimizin zihni arka planını ve dünyaya bakışını temellendiren bir felsefi tanım yapılamadı. Sadece batılılaşma ve modernleşme hedefi konulup bu hedefe doğru bir millet yürüyüşü/ideali gerçekleştirilmek istendi.

Modernleşirken, batılılaşmayı bir ideoloji olarak algıladığımız dönemler yaşadık. Bu durum sistemle bizim kimlik değerlerimiz arasında dalgalanmalar oluşturdu. Oysa uzun bir tarihi tecrübemiz mevcut. Dünya tarihine yazılmış köklü bir medeniyet birikimine sahiptik. Bütün bunların ışığında, bu asırda yeni Türkiye ve maarifi için bir hedef tazelemesi yapmak gerekmekte.

21. asrın başlarında siyasi ve toplumsal alanda özgüven tazelemesi yapan bir Türkiye doğdu. Yeni Türkiye’nin düşünce ve maarif alanında yeni bir hafıza ve hedef tazelemesine ihtiyacı var. Yeni bir ülkü bizi geleceğe daha bir ümitle bakmamızı sağlayacak, motivasyon ve sinerji oluşturacak.

Ülkeler; toplumlarını bir hedefe yürüten, bir arada tutan,  bir toprak parçası üzerinde birleştiren ideal ve mefkûrelere ihtiyaç duyarlar. Her ülke, her millet, beraberlik kurabileceği kederde, kıvançta ve tasada birleşeceği, yan yana gelip kader birliği edeceği ülkülere ihtiyaç duyar.

Teknoloji ve sistem takviyesi yaparak, kendi kimlik kodlarımız üzerinden tarihi yürüyüşümüzü devam ettiriyoruz.  Türkiye’nin bu çağını yönlendirip, motivasyonunu tarihi yürüyüşüne odaklayacak yeni bir toplum hedefi ideali ihtiyacı daha çok çok hissedilir olmuştur. Toplum olarak yeni bir ivmeye, yeni bir hareketlenmeye doğru evrilmekteyiz. Bu çağa, bu nesle uygun, bir yeni toplum ülküsü oluşturmalıyız. Bu ülküyü/ülküleri maarif yolu ile cemiyetin kodlarına işlemeliyiz. Bu ülkülerimizin birincisi bilgi ve değer üretmek ülküsüdür. Sonrası ise yeryüzüne adalet ve iyilik götürme ülküsüdür.

Cemiyetimize yeni bir ivme kazandıracak yegâne alan, maarifimizi ülkülerimiz ve ideallerimiz istikametinde yapılandırmakla mümkün olacaktır. Çünkü en kıymetli sermaye yetişmiş insan sermayesidir. Onu da yetiştirecek olan maariftir. Bilimde, tüketim alanında, iletişim ve yayın alanında, sistem yönetim alanlarında dünyada çok önemli gelişmeler sağlandı. Dijital çağın teknolojileri hayatımızın her alanına girdi. İşte bu çağda millet varlığımızı geliştirip, kalkındırarak devam ettirebilmenin tek bir yolu var: Gelişmiş teknolojiler eşliğinde, düşünen, üreten, hak ve hakikat duygusu taşıyan, çağı kavrayan,  çağı okuyan, çağa sözünü söyleyen, dil, kültür ve kimlik sahibi, kendi değerlerini kuşanmış bir cemiyetin temellerini kurmak.

 Maarif reformu olarak zaman zaman dillendirdiğimiz düşünce, bu asırda cemiyetimizi mevcut değer alanları ile mücehhez olarak dünya liginin üstlerine taşıyacaktır.

Çabamızı artıracak, çağdaş metotlardan faydalanacak, yolumuzu ve yönümüzü milletle aynı istikamete yürütecek bir düşünce ve sistem yenilenmesi gerekiyor. Burada bilimini de, tarihini de bizim yazacağımız bir sistem reformundan söz ediyoruz.  

İlkokuldan itibaren pozitivizm ve bilimi kültleştiren bakış yerine, hem pozitif ilimi/bilimi,  hem de ilimde yaratıcıyı gören gösteren bir perspektif geliştirmemiz gerekmekte. Analiz/kritik yapabilen, akleden, fikreden, milletinin değerlerine sahip, aile birliğine inanan ve bunu aile değerleri ile savunan oyun kurucuların olduğu kuşatıcı bir perspektif olmalı. Sonra da insan ideali; aklı, kafası, düşüncesi dünyayı imar etme fikri ile donanımlı bireyler yetiştirecek müfredat, öğretmen ve sistemi ihtiva eden bir maarif reformunu hayata geçirmeliyiz.

Millet varlığımızı devam ettirecek ve medeniyet mirasımızı taşıyacak nesil yetiştirecek maarif reformu bu ülke için elzem hale gelmiştir. Mesleğine ve meslek ahlâkına bağlı muallimlerin elinde, çalışmayı, çabayı ve emeği kutsal bilen; her mesleğe girişte en geçerli referansın ‘ehliyet ve liyakat’ olduğuna inanan, hak ve hakikat ölçülerine sahip nesil yetiştirecek yeni bir bakış açısı oluşturmalıyız.

Türkçe’yi değerleri, türküsü, şarkısı, edebiyatı, sanatı, deyimleri, terimleri, atasözleri, ağıdı, manisi, ninnisi ile öğretecek, sevdirecek ve bir şuur haline gelecek yeni bir bakış inşa etmeliyiz.

Analiz ve kritik yapabilen, eleştirel düşünce taşıyan, soran, sorgulayan, medeniyet değerlerini koruyup geliştirecek bir nesil perspektifi olan güçlü bir maarif kurmalıyız. Son söz olarak; üretken, verimli, araştırmacı, kendine güvenen, müteşebbis nesiller yetiştirecek bir sistem bizi gelecekte dünyanın lider ülkesi olmaya doğru taşıyacaktır.

Bu yazı toplam 304 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim