Güven duygusu, hem mücadelenin başarısı için hem de endişelerin, korkulara, onların da bir panik havasına dönüştürülmemesi için zorunludur. Türk devletinin başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere bütün kurumlarıyla, süreci hem sağlık hem sosyal politikalarla yürütme konusunda gösterdiği hassasiyet, alınan tedbirlerle birlikte bu sorunun aşılması konusunda güven duygusunu olduğu kadar, mücadelenin toplumsal sorumlulukla birlikte başarılacağı inancını da kuvvetlendirmiş olmaktadır.
Her ne kadar sosyal medya üzerinden yürütülen kasıtlı haber çarpıtmaları, bilgi kirliliği sürdürülse de, FETÖ yapılanması bu süreci sinsice bir saldırı ortamı olarak kullanmaya kalksa da milletin bu aşamada verilen mücadeleye katılmasını ve bu sürecin sonunda mutlaka aydınlığa çıkılacağına inanmasını engellemek kimsenin haddine değildir.
NE YAPIYORUZ?
Bu günlerde, üniversiteye girişte dahi soru sahtekârlıklarıyla yerleştirildiği anlaşılan, sonradan akademik unvanlar verilip bilim adamı sıfatıyla kamuoyuna sunulan sahtekârlarla ilgili seri haberler yapılmasına şaşmamak lazımdır. Sunuluş biçimine bakarsanız bu sahtekârlar 15 Temmuzdan sonra yerleştirildikleri kurumlardan, üniversitelerden ‘KHK ile sökülüp atılmasaymış olağan üstü buluşlara imza atacaklarmış’; hatta neredeyse ‘Koruna Virüs salgınını çoktan alt edecek bir buluşun’ arifesinde olduklarını bile utanmadan söyleyenler oldu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.