Kurtuluş Savaşı’nın, bu ülkede yaşayan herkes için bir varlık mücadelesi olduğunu inkâr etmek, sadece nankörlük ve benzeri kelimelerle izah edilebilecek bir durum değildir. Milli mücadele, bu ülkede yaşayanların Türkmen, Kıpçak, Zaza, Kürt, Arap demeden bütün bu kimlikleri kucaklayan milli varlıklarının, bu toprakların mücadelesidir.
Dün Sevr’i arzulayanların, İngiliz muhiplerinin İmparatorluk topraklarındaki bütün milli birikime düşman olanların karşısında ilk önce Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir Paşa dikilmiştir. Kazım Karabekir Paşa olmasaydı bugün Doğu’da, Güneydoğu’da yaşayan Kürtler, Türkmenler, Araplar ve diğerleri yaşayabilir miydi?
Bugün öncelikle onun Ağrı’daki heykelinden rahatsız olanların bunu hesap etmesi lazımdır. Ben Ağrı halkının bu kahramanı, etnik bir kişilik olarak değil, bu toprakların kahramanı olduğuna inandığı için bu saldırıya müsaade etmeyeceğini düşünürüm. Bu tavrın Kürtlükten değil “Kemalist-Laisist Batıcı dogmatik fanatizmin” etkisiyle ortaya çıktığını anladıklarını söylemek isterim. Bilindiği gibi bu anlayışın Kazım Karabekir düşmanlığıyla bağlantısı yeni değildir.
Yazının devamı için: http://www.aksam.com.tr/yazarlar/vedat-bilgin/dogu-cephesine-karsi-olmak/haber-315247































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.