• İstanbul 17 °C
  • Ankara 15 °C

Vehbi Başer: Türkiye'de Sekülerleşme Bir Dinî Mesele midir?

Vehbi Başer: Türkiye'de Sekülerleşme Bir Dinî Mesele midir?
Kavramın Teorik Topografyası

Sekülerleşme esasen geleneksel olarak dinin başat/eksen kurum konumunda olduğu kültür ve toplumlarda ortaya çıkan bir süreçtir. Bu süreç, dinin özellikle öte dünyaya adanmacı değerleri terviç ettiği, çileci ahlak vurgularıyla dünyevî tatminleri değersizleştirdiği ve ağırlıklı olarak riyazet pratikleriyle yetiştirilmiş ruhban sınıfına dayalı bir dini otoritenin dominasyonu altında şekillenmiş bir kültür ve toplum yapısının tersine dönmesi biçiminde gerçekleşir. Sekülerleşme, sosyal değişmeye diyalektik-metodolojik yaklaşımla geliştirilmiş bir kavramsallaştırmanın ürünüdür.

Bu kavram, geleneksel olarak dünyevî yönelim ve tatminlerin insanî varoluşun özsel bir biçimde dayanmak zorunda olduğuna inanılan ulviyete aykırı, ayartıcı, sapkın, ihlalci, çirkin, aşağılık ve hatta iğrenç olarak mahkum edilip dışlanmasına yol açan bir kutsiyet tasavvurunun tayin edici olduğu bir formasyonda ortaya çıkan bir tersine dönüş süreci olarak yani dünyevî yönelimlerin yeni bir dünyevî değer sistemi inşa edilecek surette gitgide görünürlük, meşrûiyet, rüçhaniyet ve hatta hükümranlık kazanarak dinin; inanç, zihniyet, ibadet, cemaat bağları ve sosyal müesseseler üzerindeki sembolik ve işlevsel tahakkümünün ortadan kalktığı, dinin başat kurum konumunu kaybederek tümüyle sivil topluluk paylaşımına ve hatta bireyin mahrem vicdanî varoluş meselesine tereddî ettiği bir dönüşüm süreci olarak tanımlanabilir.

Toplumda dünyevî yönelim ve değerlerin yükselişi sürecinin en kapsamlı ve derine nüfuz eden tezahürleri ise kimi işlevselci sosyologlar tarafından “kültürün sekülerleşmesi” olarak kavramsallaştırılmıştır. Kısaca ifade edilecek olursa kültürün sekülerleşmesi, beşerî düşünüşte birbiriyle ilişkili iki kökten dönüşümle gerçekleşir: 1. Kişilere ve eşyaya yönelik tutumun ”kutsaldan arındırılma” sı (desacralization), yani dinî mukabele edişte, kutsala mukabelede yer almak durumunda olan duygusal bağlılığın geri çekilmesi 2. Dünya üzerine düşünüşte kutsal referanslı duygusal katılımın alıkonulması yani “fikriyatın rasyonalizasyonu” (rationalization).

Geleneksel Yapıda Kutsalın Odağı Din miydi?

Osmanlı geleneksel yapısında başat ya da eksen kurumun hangisi olduğu sorulacak olsa çoğu kişinin din cevabını vereceğini tahmin etmek zor olmasa gerekir. Oysa bu, hem opak bir kavrayış hem de analitik olarak yetersiz bir bakış açısının ürünüdür. Osmanlı geleneksel yapısında başat/eksen kurum din değil, siyasettir. Din, Ancak siyaset kurumunun sembolik meşrulaştırıcısı ve topluma dini cemaat ve ritüeller aracılığıyla nüfuz ve tahakküm etme kanalı oluşturuyordu. Bu açıdan bakıldığında, Osmanlı geleneksel toplum yapısının talep ettiği kutsala yönelik duygusal bağlılık ve kutsala referanslı duygusal katılım karakteristik olarak dini değil siyasi bir nitelik arz ediyordu; çünkü kutsal tasavvuru, dünyevî olanı şeytanlaştırıcı öte dünyacı bir dinsellikte değil, dünyevî siyasî zâtiyeti, sorgulanamaz ve karşı çıkılamaz bir biçimde ulvileştirip kutsamaya yönelmiş bir mutlak tâbiiyyette kristalize olmuştu.

Bunun da ötesine geçerek kutsalın dini bir karaktere sahip olup olmadığını sormak gerekir. “Dîn ü devlet, mülk ü millet” klasik formülasyonunda dine birincil bir yer tanımıyormuş gibi görünse de gerek Türk değerler sistemi, gerek Sasani restorasyonu niteliğinde yapılaşarak miras alınan Selçuklu-Pers devlet geleneği -ki Sünnî siyasal teolojisini de mündemiçtir- ve gerekse Bizantinist kurumsal yapıların ruhu, Osmanlı klasik sisteminde kutsalın dinî/uhrevî bir karaktere değil dünyevî olanı ulvîleştiren siyasi bir karaktere sahip olduğunu göstermektedir. Şu halde kutsala aslî duygusal bağlılığın ve kutsala referans veren duygusal katılımın dinî olmaktan çok ve hatta tümüyle siyasî bir karakteristiğe sahip bulunduğu,hayrete sezâ bir surette akademik nazarlardan ve daha önemlisi entelektüel dikkat ve nüfuzdan kaçırılmıştır.

Devamı: https://fikircografyasi.com/makale/turkiyede-sekulerlesme-bir-dini-mesele-midir

Bu haber toplam 219 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim