• İstanbul 23 °C
  • Ankara 24 °C

Hastane’den Notlar…

Rüstem BUDAK

1- İnsanın bedeniyle, bedenin insanla imtihanı...
Bedenin en küçük bir rahatsızlığı insan için büyük bir imtihana, serüvene ve hikâyeye dönüşüyor. Hasta, hastalık, hastaneler, doktorlar, hasta yakınları ile hayat bütünlüğü içinde büyük bir yaşamsal mücadele oluşur.

2- Hastaların psikolojisi farklı farklı... Bu yönüyle hastalarda çeşitleniyor:
İyileşeceğini umut eden hastalar... İyileşmeyeceğini düşünen hastalar... Hastalık hastası hastalar... Hastalığı bittikten sonra değişeceğini düşünen hastalar... Umutlarını biriktiren hastalar... Geleceği olan hastalar... Geleceği olmayan hastalar...

3- Doktorlar hali hazırda en itibarlı insanlar... Ne dediği ve ne diyeceği hususunda insanların en çok merak ettiği ve can kulağı ile dinlediği insanlar... Doktorların bu psikolojik güçlü konumu en kısa zamanda teşhis ve tedavi beklentisi onları hızlı bir şekilde yargı belirtmeye itiyor. Bu defa bazı yargıları isabetli olmazsa hasta yakınları tarafından mahkûm edilebiliyor ve hatta şiddete maruz kalabiliyor.

4- Hastaların durumunu hasta yakınlarının gözlerinden anlayabilirsiniz.
- Hüzünlü hasta yakınları… - Endişeli hasta yakınları… - Ağlayan hasta yakınları… - Umutlu hasta yakınları… - Gözleri gülen hasta yakınları… - Öfkeli hasta yakınları…

5- Hasta ile Allah ilişkisi…

Hastanın ilişkisini en çok sorguladığı varlık Allah oluyor.
Hastanın;

Allah’a yakınlığı...
Allah’a karşıtlığı...
Allah ile dostluğu...
Allah’a kul olup olmadığı...
Allah’ın huzuruna nasıl varacağı...
gibi uzayan sorular hasta ile Allah arasındaki ilişkiyi gözden geçirmeye veya geçip giden hayattaki konumu ortaya çıkmaya başlar.

6- Hasta ile Ölüm ilişkisi...
Hastanın hayat ile ilişkisinde en çok merak ettiği bu hastalık ile ölüp ölmeyeceğidir.
Ölümü beklenen hastalar...
Ölümü beklenmeyen hastalar...
Ölümü ertelenen hastalar...
vardır.
Nice ölümü beklenen hastalar varken,
ölümü beklenmeyen sağlıklı insanların ölümü ibretle izlenir.
 

7- Hastahanelerde morgların bu anlamda farklı bir yeri vardır.
Morgların soğukluğu, ruhun inceliği ve yangını karşısında dönüşüverir.
Morgların kapısında ölümü ve ölüleri bekleyenler, yeni bir zamanın başladığının farkına varırlar.
Morglar, ölüleri bekletme odalarıdır. Ruhu göç etmiş insanı bedeni üzerinden yaşatma mücadelesidir. Ölü bu bekleyişe hazırdır ama yaşayanlar her geçen anın ölü ile toprak arasındaki vuslatın gecikmesinin ızdırabını yaşarlar.

8- Hastaların hayat muhasebesi en yoğun şekilde görülür.
Hastaların soruları çoktur:
- Ben ne yaptım da Allah beni bu hale getirdi?
- Bunca insan varken bu hastalık neden beni buldu?
- Allah beni bununla imtihan mı ediyor?
- Allah hangi günahımdan ötürü beni bu hale getirdi?

Sorular hastanın zihninde geçip durur. Bu sorulara verdiği veya aradığı cevaplar onun hayatına anlam katar ve ruhunun gücünü belirler.

9- Hasta odalarında hastane arkadaşları olmaya başlar.
Ziyaretçiler odada bulunan diğer hastaların ziyaretçisi gibi olurlar.
Getirilen hediyeler paylaşılır.
Birbirini rahatsız etmemek üzerine hassasiyetler oluşur.
Ve en önemlisi hatıralar paylaşılır. Ortak yeni bir hatıralar yaşanır.

10- Hasta, hasta yakınlarının ilgisi üzerinden bir değerlendirmeye de geçer.
Arayan, soran, ziyaret eden hasta yakınları, hastanın gözünde farklı bir konuma geçer.
Ama aramayan, sormayan ve ziyaret etmeyen hasta yakınları, hastanın gözünde farklı bir şekilde algılanmaya başlarlar. Ve bunu öncelikle sitemli bir dille ifade ederler.

 

11- Hasta yakınları da hasta ile birlikte hastalanırlar. Hasta yakınları, hastane psikolojisinden hayata bakış açısına kadar birçok hususta bakış açısı değişir. Hasta yakınları, hasta ile ilişkilenmesini sağlıklı bir şekilde yürütmekten uzaklaşabilmektedirler. Bu imtihan karşısında metanetli davranmak, tedaviye destek olmak, hastanın moral değerlerini üst düzeyde tutmak ve bunu hayata anlam katabilecek bir yöne çekmek ile sorumludurlar.

 

12- Hasta olana sürekli hasta olduğunu hatırlatmak hastayı daha çok hasta ettirmektedir. Hastaya devamlı hastalığını gelişimini tekrar tekrar anlatmak bu defa hastaya bu hastalıktan hiçbir zaman kurtulamayacağını düşündürmeye başlar. Bu açıdan hastaya hastalığını hatırlatmaktan uzak durmak ve hastaya hastalığını düşündürmemek tedavi süreci için aciliyet ifade etmektedir.

 

13- Hastanın tedavisi için herkes doktor kesilmeye başlıyor. Herkes bir şeyler biliyor. Herkesin tıp bilgisi üst seviyeye çıkıyor. Doktorlar ve hemşireler ise en az şeyi biliyor. Hasta ise onlarca çözüm arasından hangisini tercih edeceğini şaşırır hale geliyor. Bazen hastane ve doktordan ümidini kesiyor, bazen de kendisini teslim ediyor. Teşhis ve tedavi de artık çeşitlilik üzerinden tercihlerde bulunmak hastayı biraz daha zor duruma sokuyor.

Bu yazı toplam 2641 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim