• İstanbul 13 °C
  • Ankara 11 °C

Yıldırım Alkış: Gönül Mimarı Öğretmenlere İthafen

Yıldırım Alkış: Gönül Mimarı Öğretmenlere İthafen
Muhterem Efendim, Arif Öğretmenim!1

Bilseniz sizi ne kadar özledim. Bir ben değil, sizi tanıyıp bilen, hatıralarınızı dilden dile dinleyen hemen herkes özledi. Ne çok hayır şahitleri biriktirmişsiniz güzel insan.

Hatıralarınız ve atasözü olmaya aday sözleriniz köyümüzün sınırlarını çoktan aştı. Farklı şehirlere ve ülkelere taşınanlar sizden alabildiklerini de yanlarında götürdüler. Sohbetlerine tuz-biber yapmaktalar.

Neydi o günler efendim, siz gelmeden düğünler başlamaz, davullar çalmaz, kazan kapakları açılmazdı. Düğünler bir tarafa siz gelmeyince cenazeler kalkmaz, defnedilmezdi. İyi günde, kötü günde gözler hep sizi arardı. Siz isim koyuncaya kadar çocuklar isimsiz büyümek zorundaydı. Bekir Amca gibi daha niceleri sizin tasvibinizi almadan doktorun verdiği ilacı dahi kullanmazdı.

O zamanlar kalemtıraş ve silgi pek bulunmazdı. Hastalara yapılan İğnelerin toz kısmının muhafaza edildiği, flakon şişelerin kapaklarındaki lastiklerden silgi yapardık. Kalemlerimizi de çakınızla siz açardınız. Kalemlerimizi bir taraftan açarken diğer taraftan derse devam eder: “Çocuklar bir gün gelecek, ‘Yaz’ deyince kendiliğinden elinizi vurmadan yazan kalemler çıkacak.” Nasıl olur bu? diye çok düşünmüş çözememiştim. Şimdi bizim gibi kalem kullananlar kınanıyor. Sahte akıllı, etkileşimli telefonlara söylüyorsun, yazıyor.

Avşar Amca’nın oğlu İsmail, İstanbul’da bir okul kazanmıştı da kendisi de hanımı Hasibe Teyze de göndermemek için direniyordu, tâki siz; “İyi olur gitsin, ben İsmail’e güveniyorum, siz de güvenin, İsmail bizi utandırmaz!” deyince razı olmuşlardı. Şimdi savunma sanayiine yazılım programları yapıyor.

Kimin eline bir kitap geçse onu ilkin sizin incelemeniz gerekirdi, sizin onayınızdan geçmeyen kitaplar okunmazdı. Hasan Basri Çantay’ın Kur’ân-ı Hakîm ve Meâli Kerîm’i bile günlerce sizin tasvibinizi beklemişti. Üç ciltlik kitabın üçünü birden üç kere öpüp başınıza koymuştunuz.

Bazı işleri örnek olsun diye göstererek yapardınız, onu sizin yaptığınızı herkes bilirdi. Bazı işler de vardı ki yıllar sonra öğrenirdik sizin yaptığınızı, bazılarını da kimin yaptığını bilmezdik ama gümanımız/zannımız sizden yanaydı.
 
Bu haber toplam 248 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim